Bu hafta konumuz sadece Trafik Sigortası. Mayıs 2015'ten bir parça: “… Araç sayımız 19 milyona çıktı. Trafik kazalarında oluşan mali ve bedeni hasarlarımız yıllık gelirimizin yüzde 2'sine yaklaştı, Ar-Ge harcamamızın 2 katı. 450 milyon nüfuslu AB'de yılda 26 bin kişi ölürken 77 milyonluk Türkiye'de yılda 12 bin kişi ölüyor (kazayı izleyen 30 gün dâhil). 3 kat fazla ölüyoruz...”
Bir parça da Ağustos 2015'ten: “…Trafik sigortası kapsamındaki bedeni hasarlar 2011'den beri SGK tarafından karşılanıyor. Şimdi dikkat!
SGK, 2014 yılında 0,5 milyar TL prim payı almış bu yükümlülük için ve de 2,2 milyar TL hasar ödemiş. Sigortacıların kârı yüzde 440! Yeni bir düzenleme daha var; araçların kazadan dolayı oluşan değer kaybı da tazminata eklendi. Şimdi sigortacılar, bu nedenle primleri de arttıracaklar.
Hala zarardan bahsetmelerine inanmak zor, değil mi?
Poliçelerinizi iyi inceleyin…”
* * *
Trafik sigortasında fiyat rekabeti serbest bırakıldı 2014 yılında. Primler fark etmeye başladı. Kısa zaman içinde sigorta şirketleri zarar şikayetlerine başladılar. Bedeni hasarları 2011'den beri devlete devirdiler.
Bu hasarın tüm millet tarafından ödendiğini bilsinler, zarardan bahsetmekten vaz geçsinler.
Primden hasara kadar giden süreçte pek çok yanlışlık olduğu ortaya çıktı.
Mahkemelerin tazminat hesaplamalarının standart olmadığı bile görüldü, düzeltildi. Şimdi bir Bedeni Hasar Tarifesi var.
Bazı sigortalıların hasar yapmadıkları, bazılarının ise misli misli hasarlar yaptıkları görüldü. Hakkaniyeti sağlamak için prim kriterleri genişletildi. Bunlar müşteri segmentasyonunu ortaya çıkardı. Bu sayede, mesela, benim yıllardır hasar yapmadığımı gördüler ve de primimi azalttılar. Böylece ben, yıllar boyunca olduğu gibi, başkalarının da hasarını ödemekten kurtuldum. Artık o kişilerin yüksek hasarları onların ödeyecekleri yüksek primden karşılanacak, benim primimden değil.
Hiçbir sigortalı artık kendine sanal hasar yazdırmayacak ve Anlaşmalı Tutanak yolsuzluğu ortadan kalkacak. Yolsuzluk yüzde 45'e inmiş durumda.
Hakkaniyetli oldu.
Sigorta şirketlerinin yapacakları hâlâ çok…
Kamu yönetimi ile ortak çalışacaklar ve yeni sürücü yasasındaki ilkokul mezunu sürücülük olanağını gözden geçirecekler, ortaöğretim düzeyine çıkaracaklar.
Sabit yüzde 10 olan Değer Kaybı Oranını, aracın kasko değerine bağlı olarak değişen orana çevirtecekler. Lüks aracın değer kaybı oranı daha yüksek olacak ve primi de yükselecek. Mercedes'in değer kaybını Dacia sahipleri ödemeyecek.
Yüksek primler şehir trafiğinde kullanılan yaşlı ticari araçları yeniletecek ve sürücülerini kalitelendirecek.
TSB (Türkiye Sigortalar Birliği) de TBB (Türkiye Bankalar Birliği) kalitesinde sektör raporu yayımlayacak ki; biz, sigortalılar ve kamuoyu, sigortacılığın gidişatını bankacılığı izleyebildiğimiz kalitede izleyebilelim.
Sigortacılığın bağlı olduğu Hazine Müsteşarlığı koordinasyon görevini hızlı ve verimli şekilde yerine getirecek, yönetsel bütünlüğü sağlayacak.
"Hasara Uyumlu Prim"
Bu sayede; kaliteli sürücüler, genç araçlar, karayolu altyapı kalitesi, yeterli hastaneler, basiretli sigorta şirketleri, başarılı işletmelerimiz, ilgili orta ve yükseköğretim kurumlarımız, sektör çalışanlarımız değer kazanacak.
Trafiği yöneten 19 tane kamu ve özel kurumun başarısı artacak.
Trafik güvenliğimiz, ulaştırma verimliliğimiz, lojistik kalitemiz artacak.
Primler azalacak. 19 milyon adetlik zorunlu pazarı doğru yöneteceğiz, hep beraberce.
Sigortalı yaşam dilerim. ■