Turizmi hatırlamadan olmuyor, hatırlatıyorlar.
Turistik otelciler çok ilginç bir açıklama ile "Doluluk düşük olduğuna göre fiyatları uyarlasanız da yerli müşteri artsa!" diyen gazeteciye,
"Fiyatları bu yıl indirirsek, gelecek yıl yükseltemeyiz" dediler.
"Her şey dahil”, tek kişi geceleme, yabancı turist fiyatı 30 Dolar. Gazeteciye (yerli turist) verdikleri fiyat ise 166 Dolara geliyor. Tur müşterisinin seyahat sigortasını kaçırmayı kâr sayanlar, yüzde 90 oranında. Bu işleyişle 35 milyar Dolar ciro yapılıyor ya, demek ki (yüzde 84'ü de eğitimli olduğunda) 70 milyar Dolar hazır. Bu pazarı İspanyol işletse belki de 100 milyar Dolar olacak!
Turizmi kimin yönettiğini aramıştık, hatırlayacaksınız. Nasıl yönettikleri de buradan belli.
Nedir bizim engelimiz?
* * *
Bitmeyen kriz bir siyasal sonuç daha verdi: İngilizler AB'den bıktılar ve çıkma kararına vardılar. İngilizler, AB'ye verdikleri parayı kendi sağlıklarına harcama tercihi ile bıraktılar koca AB'yi. Hayır, İngilizler benzer itirazlarını, belki 30 yıldır yapıyorlar. Siyasi birlik olamayan AB, mali birlik de olmadığı için ülkeler ve halklar da farklı düşünmeye devam ettiler.
Geçen aylardan hatırlarsınız, mali bağımsızlık konusunda tüm isteklerini kabul ettirmişlerdi AB'ye. Ama bitmeyen kriz bir siyasi sonuç daha verdi ve Başbakan ayrıldı.
Hem İngiltere'nin bağlıları ayrılık düşünmeye başladılar, hem de başka AB ülkeleri ayrılıktan bahsetmeye başladılar. Mesela, ayrılık Yunanistan'ı kurtarabilir.
Çok küçük ama çok çok önemli haber geçiverdi bu aralarda. ABD Merkez Bankası baktı ki bu çalkantı ile Dolar pahalanacak, hemen piyasaya para salacağını -likidite vereceğini- duyuruverdi. Parasının kuvvetlenmesini istemiyor. Faiz arttırmak mı dediniz? Başka zamana kaldı o hamleler. Gelsin faizsiz finans, eksi faizli finans... Eksiler de büyüyor.
* * *
Bakalım kendimize…
Bankalarda faizler düşmüyor, çünkü kredi talebi hızla devam ediyor. Bankalar eldeki mevduatın 1,5 katı kadar kredi vermiş durumdalar, sanayiciye ve ihracatçıya daha çok.
Kredileri alanlar da ödemelerini aksatmadan yapıyorlar, sadece yüzde 2’si düşüyor takibe.
Bankalarımızın kendi kuvvetleri de AB'den çok çok iyi. Buna Sermaye Yeterlik Oranı deniyor, ortalamamız yüzde 15. AB ise bankalarına sermaye koyamıyor!
İhracata Dayalı Büyüme yolunda; tüm ülkelerin yaptığı gibi kendi paramızı ucuzlatarak, sanayinin faaliyet kârının yüzde 64'üne mal olan faizi azaltarak devam ediyoruz. Üreticiler ve ihracatçılar bunları sever. İthalatçılar ise, tam tersini, yani yüksek faizi ve kuvvetli yerli parayı sever. Siz hangisini seversiniz?
* * *
Ekonomik suça ekonomik ceza olsun, derler… Bu düşünce ile vergi yasasındaki hapis cezalarına devamlı itiraz var. Katılmıyorum.
"Karşılıksız Çek" de ekonomik suç.
Ama çek yasasına ertelenmez, azaltılmaz hapis cezası koymaya çalışıyorlar, karşılıksız miktar kadar da ekonomik ceza istiyorlar. Ceza caydırıcı olmalı. Katılıyorum.
Siz ne dersiniz?
* * *
Büyümenin paylaşıldığı, kalkınmanın yaygınlaştığı mutlu günler diliyorum.