Kurban Bayramını geride bıraktık. Canlı, hareketli ve dinamik bir bayram geçirdik. Kaza sayılarında ciddi bir azalma oldu. İçişleri Bakanlığı’nın trafik güvenliği konusunda aldığı tedbirlerin faydasını gördük diyebiliriz. 150-200 ölüden, 55’lere kadar geriledi. Hiç olmaması en büyük dileğimiz…
Sonbahar, arkasından kış; ıslak yollar dolayısıyla sürücülerin çok daha dikkatli olması gereken bir dönemdeyiz. Sektörde, havayolundaki genişleme ve büyüme devam ediyor. Uçak sayısı artarken bir taraftan da çapraz hatlarla beraber ciddi bir rekabet başladı havayolu şirketleri arasında. Daha bugünden 50 liralık 60 liralık fiyatlı kampanyalar konuşulmaya başlandı.
Sektörü zor bir gelecek bekliyor
Buradan sektörün durumuna baktığımızda, her zamankinden çok daha zor bir kış bizi bekliyor. İşsizlik had safhada; öğrenci ve hafta sonları dışında hareket olmuyor maalesef. Olmayacak. Önümüzde 5-6 aylık çok sıkıntılı bir döneme girdik. Otobüsçüler dünlerini ararken yarınlarını kaybediyor. Dünler gibi bir otobüsçülük artık olmayacak Türkiye’de. Akaryakıt giderleri her geçen gün artıyor.
İçinde bulunduğumuz, kan kusan coğrafyada, her an her şeyin olabileceği savaş çığırtkanlığının atıldığı, toplumsal olayların ön planda yürüdüğü yepyeni bir dönemden geçiyoruz. Türkiye yalancı bir bahar yaşadı. Bu yalancı bahar, şimdi sonbahar oldu. Sonbaharın arkası da kara kış. Türkiye açısından, sektör açışından daha vahim bir durum bekliyor bizi.
Neler yapılabilir?
Otobüsçülük için karakış diyorum. Bu tabir az bile gelir. İflasların yaşanacağı bir dönem. Akaryakıt fiyatları artıyor, yolcu sayıları azalıyor. Hafta sonları hareket dışında hareket yok. Otobüsçü çaresiz durumda. Borçlanma had safhada. Gelirler giderleri karşılayamaz durumda. Sektörün, yeni bir dönemi algılaması lazım artık. Bu yeni dönemde neler yapılması gerektiği konusunda ortak akıl kullanımına gitmesi lazım. Maliyetlerin aşağıya çekilmesi lazım. Akaryakıtı aşağıya çekemediğinize göre servis giderlerimizi, ikram giderlerimizi, komisyon giderlerimizi azaltmamız lazım. Başka da, çıkar yol göremiyoruz.
Maliyetler düşmeli
Hükümetten bekleyeceğimiz bir şey kalmadı, verecek bir şeyi de yok, akaryakıtı aşağıya çekemeyeceğine göre. Dünya piyasalarındaki artış ve Ortadoğu’daki koşullar akaryakıt fiyatının daha da artacağını gösteriyor. Yapılacak tek şey kalıyor: Mevcut giderlerden tasarruf sağlamak. Akıllı, dolu seferler yapmak ve makul fiyatlarla yolcu taşımak dışında bir çıkış yolu göremiyoruz.
Özellikle büyükşehirlerdeki bu servis maliyetleri giderek taşınamaz bir yük haline gelmeye başladı. Firmaların yaşama şansı kalmadı. Önümüzdeki dönem federasyon olarak bizim çalışmalarımız bu doğrultuda olacak. Hazırlıklarımız var, bu hazırlıklarımızı hayata geçirme zamanımızın geldiğine inanıyorum, ama yine dediğim gibi birkaç tane firma piyasayı domine etmiş durumda. Bu firmalar ki işlerini bir şekilde yürütüyorlar geride kalan firmaların yaşama şansı kalmıyor. Doğru olan da bu belki. Artık küçük firma, yöresel firma kavramı bitti.
Maliyetlerin aşağı çekilemediği ortamda varlık sürdüremez hale gelen otobüsçü sefere gidemeyecek. Bugün 35 kişi bile maliyetin altında kalıyor. 35 yolcuyla yola çıkan otobüs para kazanamıyorsa ve o kadar yolcu yoksa başka hiçbir şeyden bahsetmeye gerek yok.
Otobüslere en azından makul fiyat ile 40 kişi koymamız lazım. Tasarruf için otobüsten artık yüzde 25’ler yüzde 30’lar düzeyinde komisyon kesilmemeli diye düşünüyorum.
Önlem almalıyız…
Sektör şu ana kadar bana göre ciddi bir önlem almış değil, palyatif tedbirler ile bu iş yürümeyecek. Aslında firma sahiplerinin, yöneticilerinin sivil toplum örgütleri ile birlikte hareket ederek kamuya, belediyeye, bakanlıklara gidip bir çözüm üretmesi lazım. Yani ‘bu işin altından nasıl kalkabiliriz’, ‘varlığımızı nasıl devam ettirebiliriz’ konuşmasını yapmaları lazım. Sektörde zannediyorum ki herkes benim gibi düşünüyor, ancak kimse ‘kendi başına hareket etme’ alışkanlığını değiştirmiyor. Başka türlü düşünenler hayal görüyor, rüya görüyor olabilir.
Rüyadan uyanma zamanı geldi, geçiyor.
Kendi firmamızda çalışan otobüsçülerin bile ağladığını duyuyorum, sefere gitmek istemiyorlar. Bu açmazdan çıkmanın yolları bulunur; hep birlikte oturup, tartışıp uygulamaya koymamız lazım. Giderleri aşağıya çekecek tedbirleri (mesela, servisler birleşebilir mi, ortak hareket edebilir mi) önce kendi aramızda ittifakla konuşmalıyız, artık ben bunu söylemekte yoruldum. Devlet bu konuda bize destek olmalı.
Herkesin ortak görüşü
Bizim ölçeğimizdeki bir şirketin yıllık servis gideri yaklaşık 8 milyon lira. Daha büyüklerin daha çok, daha küçüklerin biraz daha az. Sonuçta, servis taşınamaz bir yük haline geldi. Acente yükü taşınamaz hale geldi. İkram giderleri ve diğer harcamaların hepsinin konuşulması lazım. Otogarlar da var bunların içinde. Onun için bizim önümüzdeki dönem iflasların yaşanacağı bir dönem.
Herkesin ortak görüşü bu
Ben, halinden memnun olan otobüsçü görmedim şu ana kadar. “Ben halimden memnunum, sen ne diyorsun” diyene rastlamadım. Onun için önümüz karanlık. Bizi kötü günler bekliyor. İnşallah bu tedbiri alırız ve uygulamaya koyarız.
Federasyon olarak bir toplantı yapmayı düşünüyoruz. Bu düşüncelerimizi hayata geçirecek projeleri sektör ile paylaşmayı düşünüyoruz. ■