2014-06-23 10:21:54

Paylaşma kültürü

Mustafa Yıldırım

my@tasimadunyasi.com 23 Haziran 2014, 10:21

Sektörde bir değişim dönüşüm dönemi yaşanıyor. Bundan sonra olacaklara yönelik, şimdiden bir strateji belirlememiz gerekiyor. Özellikle uzun mesafelerde pazar kaybeden büyük firmalar, kaybettikleri yolcuları veya ciroları yakalamak ve pazarlarını büyütmek için yüksek volümlü kısa mesafelerde taşımacılık yapmaya çalışıyorlar. Bu, sektörün vazgeçilmez bir dönüşümüdür; bundan sonra böyle yürüyecek. Türkiye’de havayolları firmalarının filoları sürekli büyüyor. Bunun yanında otomobil sayısının hızlı artışı, yolların duble oluşu insanları yola davet ediyor. Bütün yollarımızda özellikle yaz aylarında yolcu sayısı çok artıyor. Beraberinde otomobil kullanımı da artıyor. İstanbul-Ankara yolu artık şehiriçi yol haline geldi. Bu da dikkat çekici bir nokta. 

Küçük firmalar tedbirli olmalı 

Yaz sezonunda, hafta arasında bile otobüslerimizin dolu gideceğine inanmıyorum ben. Sadece hafta sonlarına sıkışmış 3,5-4 aylık sezonda otobüsçünün geleceğini kurtaracak gibi görünmüyor. Tabii, hep karamsar şeyleri dile getiriyoruz; sonuçta tablo karanlık. Bu karanlık tablo içerisinde kısa mesafede büyük firmalarla küçük firmaların mücadelesi, ‘büyük balık küçük balığı yutar’ mantığında yürüyor. Küçük firmaların da tedbirli olmaları gerekiyor. Pazar bu kadar daralmışken Türkiye bu kadar firmayı artık taşıyamaz. Küçük firmaların kendi aralarında birleşerek büyümeleri ya da büyük firmaların bölge temsilciliğini yapmaları şeklinde bir dönüşüm doğal ve kaçınılmaz hale geliyor. Kış aylarında yolun masrafını kurtarmadığı için firmalar, komisyon kesintilerini kontrollü yapmak durumunda kalıyor, ödün vermeye başlıyor. Komisyonları, servisleri azaltmak ve varlığını devam ettirmek için büyük firmalar da artık sübvansiyon yapıyor. Sübvansiyon nereye kadar gider? Ancak tıkanma noktasına kadar gider. Bağlı olarak birkaç araç kaldıran firmaların yaşama şansı giderek azalıyor. Bunun karşılığında geçmişte kısa mesafelere girmeyen büyük firmala,r artık o pazarları can simidi olarak görmeye başladı. 

Aklın yolunu kullanmak

Burada aklın yolunu kullanarak birleşmeyi, ittifakları, bir araya gelmeyi gündeme alarak yeni bir paylaşma kültürünü oluşturmak lazım. Gel paylaşalım. Neyi? Ne kazanıyorsak, onu. Rekabet etmeyelim, birbirimizi kırıp dökmeyelim. Servis ve acente konusunda birlikte çalışalım. Bu sektör bu kadar acenteyi artık taşıyamıyor. Her açılan acente servis talebinde bulunuyor. Bu ağır yükleri sektör taşıyamaz durumda. Birleşme temelli dönüşüm sağlanmazsa, kış aylarında, küçük firmalar pasif duruma düşecek veya kapanacak. Bu kapanmanın önüne geçmek mümkün değil. E-bilete yüklenmemiz lazım. Mutlaka portallar oluşturmalı, promosyonlu e-biletlerin sayısını çoğaltmalıyız ki bu kadar acenteyi sırtımızda taşıma  mecburiyetimiz kalmasın. Belki istihdamda daralma olacak, bir kısım işsiz kalan acentelerimiz olacak, ama artık otobüs onları taşımayacak;  o noktaya doğru gidiliyor. Her köşe başında bir yazıhane açılmasını doğru bulmuyorum. UDH Bakanlığı’nın artık acentelere bir standart getirmesi lazım. 

Servis güzergahlarına kısıtlama 

Büyükşehir Belediyesi servis güzergahlarına kısıtlama getirmeli. E-5 ve TEM koridorlarını farklı şekilde kullanarak; otobüsü TEM’den, servisi E-5’ten yaparak o koridorlarda yolcuları belli noktalarda toplayarak otogarlara getirmenin büyük bir ekonomi getireceğine inandığımı her zaman söyledim. Bundan da önce e-bilette pazar payımızı yüzde 50’ler seviyesine getirdiğimiz zaman acentelere ödediğimiz komisyondan, kapanan acentelerin servis talebinden büyük bir tasarruf sağlanır. Sektör rahatlar. Bu arada ister istemez dökülmeler olacak, ekonomik güçleri olanlar da bu güçlerini kaybedecekler. Aklın yolunu kullanarak ortaklıklar kurmalı ve birlikte çalışmanın kazanımlarını görmeliyiz. Paylaşım kültürü oluşturmakta yarar var. 
Herkese iyi haftalar diliyorum. ■
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.