Merhaba.
Amerikan Başkanı ile Kuzey Kore Başkanı bir ayrı ülkede buluştular. Çok övgülü günler geçirdiler. Birkaç ay evvel de çok sövgülü günleri olmuştu.
Trump, sövgülerden övgülere geçişini kolayca açıkladı, "Tarihte düşmanların da çok iyi dost oldukları görülmüştür."
Amerikan Başkanı diplomasiye gerek duymuyor, kısa, direkt…
Suriye'deki masrafı önce Fransa'ya ve ardından İtalya'ya paylaştırdı.
1. Dünya Savaşındaki bölge meraklıları olan bu ülkelere. Yine geldiler, bölgeye.
* * *
İtalya ancak 90 gün sonra, seçimin sürpriz sonuçları ile, siyasi geçmişi olmayan popülist bir hükümet kurdu. “Biraz daha az vergi, biraz daha fazla güvenlik, biraz daha fazla iş ve biraz daha az yasadışı göçmen” şeklinde bir yol izleyecekler. Aynı ABD gibi yapacaklar demek ki...
İspanya'da orta sağ hükümet yolsuzluk nedeni ile düştü. Muhalif (orta sol) parti kanunen iktidara geldi. Hatırlarsınız, birkaç yıl evvel İspanya'da PODEMOS adlı bir siyasal sol grubun yer kazandığını konuşmuştuk.
Yeni hükümet 7 Haziran'da hemen göreve başladı ve belki Katalanların ayrılmasına izin verebilir, AB itiraz etse de!
Biz de bir seçim geçirdik.
* * *
Ekonomimizde makrolar (ulusal olanlar) iyi. Mikrolarda (bireysel olanlar) şikayet var. Mikrolar yapısal düzenlemelerle düzelecek. Mesela domatesin yarısını ihraç edince fiyatı da iki katına çıkıyor. Üretimi arttırmak gerek ki fiyat artmasın. Bu da işte, yapısal düzenleme demek.
Erzurum ile Rize arasındaki yol 2.700 m yüksekteki geçitten geçerken artık sadece yüzde 2 eğimle, tünelden geçecek, kesiksiz, 12 ay. Taşıma dünyamıza büyük kolaylık ve güvenlik.
Doğalgaz taşımasında da bir büyük yol açıldı. Azeri gazını Avrupa'ya taşıyacağımız TANAP boru hattı, 2 bin km. Tedarik güvenilirliğimiz de arttı elbette. Ambargolara daha dayanıklı bir durum elde ettik.
* * *
Şimdi bir karşılaştırma...
Bu karşılaştırmanın muhatapları tam da ülkemizin ekonomisini yürüten, ihracatını yapan, ülkemizin gelişmesinden de yükümlü olan kesim: İş Dünyamız.
Bu karşılaştırma devletin desteği ile kurulan Ar-Ge bölümlerinin ve buralardan çıkması beklenen yeni fikirlerin verimini, performansını gösterecek.
Patent Enstitüsü ve şirketler hep başvuru sayısı verirler de, PATENT SAYISI'nı hiç duymayız.
Yok mu patent?
Verilmiyor mu Patent?
Patentlik fikir mi çıkmıyor?
Patent para mı etmiyor?
Bakalım:
Fikirlerini yurtdışında açan Türk girişimcilerimiz 180 tanıtımda 2 milyar dolar yatırım çekerken, yurtiçinde çabalayan girişimcilerimiz 660 tanıtımda sadece 0,7 milyar dolar yatırım çekebilmiş.
Haydi, oranlayalım da farkı anlayalım…
Yurtdışındakiler 10 kat fazla yatırım çekmişler.
Başka oranlar da var. Ama durum aynı karanlıkta.
Ne oluyor?
Geçen yıllarda bir fikri elde etmek için şirketlerin harcadığı para 150 TL idi; yarışmalar, ödüller, ikramlar ve konaklama üzerinden. Yoksa; fikir ortaya bir düştü mü, patent filan da mı çıkamıyor? Ar-Ge'ler ne başarıyor, devlet teşvikine rağmen? Böyle sevinçli bilgiler neden ortada yok?
Yine performans sorduk...
İyi haftalar... ■