“Ben, serbest piyasa yanlısıyım ama rekabete de karşıyım” demek çok saçma bir düşüncedir. Rekabetin ne olduğu, neler getirdiği, nasıl uygulanacağı zaten apaçık belli. Kimse buna aykırı anlam ve öneri peşinde koşmamalı.
Gazetemizde ele aldığımız Rekabet Kurumu Başkanı’nın mektubu nedeniyle geçen hafta ele aldığım rekabet konusuna devam etmek zorunda kaldım.
Rekabete aykırı yetki
Geçen hafta Bakanlığın yayımladığı ‘Taban Ücret Tarifesi’ üzerinde durdum. Taban ücret yayımlama ve uygulatma yetkisinin Karayolu Taşıma Kanununun verdiği bir yetki olduğunu, ancak bu yetkinin ve bunun uygulanmasının ülkemizin seçtiği serbest piyasa anlayışına ve Karayolu Taşıma Kanununda da “esas” olarak belirtilen “taşımaların serbest rekabet piyasasında gerçekleşmesi” ilkesine aykırı olduğu ve çok özel hallerde kullanılması gerektiğini yazdım.
Serbest piyasa anlayşı
Ülkemizde işletmecileri rekabetin olumsuzluklarından korumak gibi bir “kahramanlık” sıkça gündeme gelir. Bunun aksini söyleyen benim gibiler de pek iyi karşılanmaz. Ben, serbest piyasa yanlısı veya karşıtı olma konusundaki kendi görüşümü ve herkesin de böyle bir hakkı olduğunu saklı tutarak diyorum ki rekabete karşıysanız serbest piyasaya ve serbest piyasa yanlısı parti ve iktidarlara da karşı olursunuz. Ama bunları yapmıyorsanız serbest piyasanın gereklerine de razı olacak, katlanacaksınız.
Kaçamak yol aramayın
“Ben, serbest piyasa yanlısıyım ama rekabete de karşıyım” demek çok saçma bir düşüncedir. Bunu aşmak için “ben rekabete karşı değilim ama rekabetin kötüsüne karşıyım” veya “rekabetin zararlarını giderici tedbirler alınması yanlısıyım” deseniz de aynı saçmalığı sürdürmüş olursunuz. Serbest piyasa ekonomisinde rekabetten yana olunur, o kadar! Zira buna göre rekabetin kötü sonucu yoktur ki bunu önleyesiniz. Rekabet veya bunun bazı uygulamaları kötü olsaydı rekabetten koruma kanunu olurdu, ama yok. Tam tersine Rekabetin Korunması Kanunu var. Rekabetin kötü uygulamaları da olmaz, ama olabilecek rekabetsizlik çabalarına Rekabet Kurulu el koyar. Maliyet altı taşımacılık, yıkıcı rekabet, aşırı rekabet gibi kötü rekabet halleri olmadığından Rekabet Kurumu bunlara bakmaz. Sadece haksız rekabet vardır, ama o da çok farklı bir şeydir.
Mektup konusu
Geçen hafta yazdığım bu düşüncelerden sonra Rekabet Kurumu Başkanının konuya ilişkin mektubu elimize geçti. Bu önemli mektubu gazetemizde özetleyerek veriyoruz. Tam metnini okumanızda fayda var. Okuyanlar, diyebilirler ki “sen bu mektubu okuyup da mı geçen haftaki yazıyı yazdın?” Tabii ki hayır. Ama büyük bir görüş birliği var. Bu da bir marifet değil. Rekabetin ne olduğu, neler getirdiği, nasıl uygulanacağı zaten apaçık belli.
Lüzumsuz işleri bırakın
Kimse rekabete yalan yanlış anlamlar yükleyip, kendine rekabetten kaçış yolları aramamalı. Artık herkes rekabeti kabul edip işini buna göre yürütmeli. Lüzumsuz fikirlerle başkalarının, devlet görevlilerinin zamanı alınmamalı, kendisini ve meslektaşlarını lüzumsuz beklentiler içine sokmamalı. Bir şikayeti olan Rekabet Kurumuna, Ticaret Mahkemesine vs. başvurmalı. Başkalarına da rekabet dersi vermekten vazgeçmeli.
Konuyla ilgili herkesi Rekabet Kurumu Başkanının mektubunu okumaya bir kere daha davet ediyorum. Artık Rekabet Kurumu Başkanına da rekabet dersi vermeye kalkmazlar herhalde.
Verimlilik vs.
Serbest rekabet piyasası kaynakların verimli kullanımını engelliyor olabilir. (Zaten verimli olduğuna dair pek bir iddiası da yok.) Bu dahi serbest piyasayı terbiye etmeyi gerektirmez.
Ülke kaynaklarının kötü kullanıldığı edebiyatı da buna dahildir. Bu kapsamda taşımacılıkla ilgili yetki belgesi, taşımacı, taşıt, hat, sefer, hizmet sınırlaması/kısıtlaması gibi serbest rekabet piyasasına aykırı çözümler verimliliği sağlamak gerekçesiyle verildiğinde de yanlıştır. Bunlara planlama vs., denmesi de bu gerçeği değiştirmez. Verimlilik sağlama işi rekabete aykırı çözümlerle değil, rekabete uygun çözümlerle yapılmalıdır. Serbest rekabet piyasasında bir işte başarılı olma sorumluluğu esas olarak girişimciye aittir, devlete değil. Devlet de bu amaçla tedbirler alabilir, ama serbest piyasaya uygun olmak kaydıyla.
Dış ticaret desteği
Bitirirken şunu da belirtelim: Bir şeyin ihracatını desteklemek için yapabilecekleriniz dahi sınırladır. Bazı destek ve teşvikler ürünlerin yurtdışı satışının engellenmesine dahi yol açabilir. Düşünün, başka ülkelerin haksız desteklerle ürettiği ürünlerinin ülkemize girmesini biz ister miyiz, izin verir miyiz? Biz akıllıyız da başkaları aptal mı? Onlar da izin vermez.
Rekabet terbiyeciliğini ve bilinçsiz rekabet derslerini bırakın.