Bu haftaki yazımı kimi zaman otogar, kimi zaman da otobüs terminali olarak adlandırdığımız yolcu indirme/bindirme yerlerine ayıracağım. Otobüsle düzenli yolcu taşımacıları için çok önemli bir maliyet kalemi olduğundan ne kadar üzerinde durulsa yeridir.
Niye maliyetli?
Tabii ki, tarifelerin yüksek oluşu maliyet yaratıyor. Otobüs çıkış ücretleri yüksek, araç park ücretleri yüksek ve ücretsiz araç park hakkı kullandırılmıyor. Bu, biliniyor da niye böyle olduğu söylenmiyor. Ben söyleyeyim: Özel otogar işletmelerinin varlığı. Gelir ve kâr amaçlı özel otogarlar rekabetsiz olmalarından da faydalanarak yüksek fiyat uyguluyorlar. Otobüs işletmecileri ve bunların sivil toplum örgütleri ya hiç ses çıkarmıyor ya da sadece ses çıkartır gibi yapıyor.
Bir hata…
Eski adıyla Esenler, şimdiki adıyla 15 Temmuz Şehitler, konuya ilişkin dönemdeki adıyla Büyük İstanbul Otogarının, otobüsçülerin derneği tarafından, otobüsçüler ortak edilerek yapılması sırasında hiç itiraz gelmedi. Bu anlayış başka özel otogar yapımlarında da sürdü. Önemli olan sahibinin kim olduğu veya parayı kimin aldığı değil, alınan paranın miktarı değil mi? Otobüsçü olmayan birinin işlettiği ucuz tarifeli otogar, otobüsçülerin işlettiği yüksek tarifeli otogardan daha iyi değil mi? İşte, bu özel otogar konusu bu alandaki yüksek maliyetlerin en önemli nedenidir. Hiç özel otogar olmasaydı, tarifeler çok daha düşük olurdu. Zaten aksine de otobüsçüler pek müsaade etmezdi. 2019 yılında, 15 Temmuz Şehitler Otogarı, belediyeye geçip fiyat artışları sürecek olursa, bak ne itirazlar yapılacak. Bugün sesini çıkarmayanlar, o gün aslan kesilecek. Belki birazcık diğer özel otogarların varlığı onları frenleyebilir. Onlar da olmasaydı, fiyatların çok düşürülmesi için ellerinden geleni yaparlardı. Peki, özel otogar nasıl olabiliyor?
Otogar mevzuatı
Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği, isteyenlerin özel otogar veya terminal yapıp işletebileceklerini söylüyor. Gerçekte bu hiç mümkün değil. Zaten örneği de yok. Var olanlar belediyelerden alınma. Belediyelerden izinsiz otogar yapmak mümkün değil. Belediyeler de hele kendi otogarı olan yerlerde kişilerin, kendi kalkış-varışlarının ötesinde ticari amaçla başkalarına da hizmet vereceği otogar yapmasına asla müsaade etmez. Hem imardan hem de belediye kanunlarından gelen gücü buna yetiyor.
Belediye kanunları
5393 sayılı Belediye Kanununun 14’üncü maddesi, belediyelerin görev ve sorumluluklarını, 15’inci maddesi de yetki ve imtiyazlarını belirtiyor. 15’inci maddenin J bendinde, “otobüs terminali kurmak, kurdurmak, işletmek, işlettirmek veya gerçek ve tüzel kişilerce açılmasına izin vermek” hususunu içeriyor.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7’nci maddesi, büyükşehir belediyelerinin görev, yetki ve sorumluluklarını belirtiyor. Burada l bendinde, “yolcu terminalleri yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek veya ruhsat vermek” hususu yer alıyor. 10’uncu madde, neler olduğunu belirtmeden bu belediyelerin yetki ve imtiyazlara sahip olduğunu belirtiyor.
Görüldüğü üzere, bu kanunlarda görev, sorumluluk, yetki, imtiyazlardan söz ediliyor. Bunların önceki hallerinde hakları da vardı. Bir şeyin görev mi, sorumluluk mu, yetki mi, imtiyaz mı, hak mı olduğu çok önemli. Görev veya sorumluluk olanlar, yapılması zorunlu olanlardır. Yetki ise yapabilme imkanı olduğunu, ancak zorunlu olmadığını anlatmaz mı? İmtiyaz ise bu yetkinin ayrıcalık türünden olduğunu, başkalarınca kullanılamayacağını anlatmaz mı? Bir örnek vermek gerekirse… Su tesisatı kurulması, mezarlık yapılması birer görev, sorumluluk, yetki olmanın ötesinde imtiyazdırlar. Belediye dışında kimse bunları yapamaz.
Otogar hangisi?
Belediye mevzuatındaki anlatım, açıkladığım hassasiyetleri içermiyor. Görev veya sorumluluklar içerisinde bir şeyin yapılabilmesi şeklindeki yetki yer alabiliyor. Böyle olunca, terminal veya otogar konusunun tam olarak hangisine girdiği netleştirilemiyor. Bana göre, görev, sorumluluk veya yetki olarak ifade edilseler de bunların yanı sıra bu husus bir imtiyazdır. Bu nedenle de başkaları tarafından kullanılamaz, kullanılamıyor.
İmtiyazın amacı
Su tesisatı, mezarlık ve otobüs terminali gibi konuların imtiyaz olması, başkalarınca yapılmasına izin verilemeyecek türden özel, hassas ve ayrıcalıklı kamu hizmetleri olarak değerlendirilmeleri ile açıklanabilir. Öyleyse, bu hizmetler belediyenin sorumluluğunda olmalı ve kalmalıdır. Yani özelleştirilememelidirler.
Yapmak-yaptırmak, işletmek-işlettirmek ifadelerine gelince… Bunlar, özelleştirilebileceği anlamını taşımazlar, bu yönde de yorumlanamazlar. Yaptırmak sözcüğü, inşası işinin belediyece yapılması değil, başka birine müteahhitlik yoluyla yaptırılması anlamında olabilir. İşlettirmek sözcüğü de temizlik, bakım, güvenlik ve hatta ücret toplama gibi hizmetlerin doğrudan kendisince değil, başka işletmeciler tarafından yapılması anlamında olmalıdır.
Otogarlar özelleştirilemez
Bir şeyin belediyeye imtiyaz olarak verilmesi, o işin belediyece yapılmasının gerekliliğini anlatır. Yoksa bunu sadece belediye yapsın, isterse rekabetsizliğinin avantajıyla yüksek bedelle satabilsin diye imtiyaz verilmez. Böyle yorumlanmamasının hem otobüsçüler hem de vatandaşlar tarafından bedeli ödendiği mevcut örneklerde görülmektedir.
Belediye Kanununun büyükşehir belediyeleri için de geçerli olan 15’inci maddesinin imtiyazlarla ilgili paragrafında, hangilerinin devredilebileceği, yani bir anlamda özelleştirilebileceği hususu yer almakta olup, otogarlar veya terminaller bu devir ve özelleştirme kapsamı içinde sayılmamaktadır.
Ülkemizde durum
Ülkemizde otogarların işletilme hakları, belediyelerin konuyla ilgili yükümlülüklerinin ve halkın menfaatlerinin korunması amacıyla kısıtlama dahi konulmadan özelleştirilebilmektedir. Hatta bu imtiyaz hakkı sınırlı işletmenin ötesinde mülkiyetinin satışına dahi konu olabilmektedir. Bunlar bana göre gerek kanunların gerekse kamu hizmeti anlayışının ötesine geçen önemli yanlışlardır. Çağımızdaki kamuyu küçültme amaçlı özelleştirmeler elbette mümkündür. Yani artık ulaşım hizmetinin belediyenin kendi otobüsleriyle kendisi tarafından verilmesi gerekli değildir. Ancak hassas noktalara dikkat. Özelleştirilen terminallerin varlığı, mevcut mevzuat nedeniyle, hukuk anlayışıma aykırı olduğu gibi, kamu hizmeti gereklerine de uymamaktadır. Bu işletilmenin içinde otobüsçülerin de yer alması ne yazık ki bu yanlışın görünmesini ve seslendirilmesini engellemeye yetmektedir.
Otogarlar nasıl özelleştirilebilir?
Mevcut mevzuatın imkan vermemesi, bu imkanın yaratılamayacağı anlamına gelmez. Bir zamanlar, tekel ürünlerinin üretim ve toptan satışı ile telefon hizmetleri devlet tekelinde, yani imtiyazında idi. Bunlar, tekel veya imtiyaz kaldırılıp başkalarının da üretim ve hizmet imkanına kavuşturulmasıyla özelleştirildiler. Otogar imtiyazını kaldırıp, isteyenlerin bunları yapabilme imkanlarını yaratarak rekabet ortamını doğurabilirseniz özel otogarlar olabilir, hem de çok güzel olabilir.
İspanya örneği
Hala anlamayan veya anlamak istemeyenler bizden daha özelleştirmeci olması beklenen AB üyesi İspanya’ya baksınlar. Bırakın otogar veya terminallerin özel işletme veya kâr konusu yapılmasını, burayı kullanan otobüslerden ücret dahi alınmadığını Sayın Nusret Ertürk’ün gazetemizde de tefrika edilen İspanya izlenimlerinde görebilirler. ■