Resmi mesleki sivil toplum yapısı
Bilindiği gibi ülkemizde iki büyük resmi veya yarı resmi (kanunla kurulu, üyelik zorunluluğu olan) ticari/mesleki sivil toplum örgütü var. Birincisi, büyüklerin örgütü olan TOBB, diğeri ise esnaf türündeki küçüklerin örgütü olan TESK.
TESK içinde çeşitli federasyonlar ve bu federasyonların illerdeki üyeleri olan oda’lar var. Herhangi bir mesleğin ülke çapında oda’sı yok. Yani Türkiye Minibüsçüler Odası, Türkiye Berberler Odası yok; İstanbul Minibüsçüler Odası ve İstanbul Berberler Odası var. Bu oda’lar ilgili diğer bazı oda’larla birlikte bir federasyonda buluşuyorlar. Örneğin, İstanbullu minibüsçüler diğer illerdeki minibüsçüler ve minibüsçü olmayan diğer taşımacı esnafıyla TŞOF’deler. Bir de aynı ildeki çeşitli federasyonlara üye oda’lar il bazında bir (İstanbul’da iki) birliktelik gerçekleştiriyorlar. Bunun biraz o ildeki ticaret ve sanayi odasına benzetmek mümkün.
TOBB içinde oda’lar ve borsa’lar var. Oda’lar il bazında ticaret ve sanayi, ticaret, sanayi, deniz ticaret odası şeklinde oluyor. O ildeki faaliyet mensuplarının tümünü kapsıyor.
Komiteler ve meclisler
Söylendiği gibi bir ildeki tüm faaliyet mensupları tek bir oda’ya kayıtlı. Sanayi, ticaret ve deniz ticaret odası ayrımı halinde biraz ihtisaslaşma olsa da ticaret ve sanayi odası halinde herkes tek oda’da… Bunu aşmak için bir ilde mevcut oda’nın veya oda’ların üyelerinden birbiriyle ilgili olanlar komiteler oluşturuyor. Böylece yakın meslek sahipleri bir araya gelip ortak dili konuşabiliyor, ama bu da il bazında. Yani bir ilde ayrı meslek mensuplarının ayrı bir oda’sı olmadığı gibi Türkiye çapında da yok. Bu eksikliği gidermek üzere aynı veya yakın meslek mensubu olanlar TOBB içinde, ayrıca ülke çapında ‘sektör meclisleri’ olarak örgütlü. Bildiğim 40’tan fazla Meclis var ve biri de ‘yolcu taşımacılığı’. İsterseniz bunu ‘Yolcu Taşıma Odası’ olarak görebilirsiniz.
Ayrı oda olmamasının bir istisnası var; o da TOBB dışındaki TÜRSAB. Ancak onun üyeleri dahi, ayrıca ticaret odalarına üye olmak zorunda.
İstanbul’a bakış
Küçük-büyük (TOBB-TESK) ayrımı var. TOBB içinde oda-borsa ayrımı var. Oda kısmında 81 il odası ayrımı var. İstanbul’da ticaret, sanayi ve deniz ticaret odası ayrımı var. İstanbul Ticaret Odası’nda da komite ayrımı var.
İstanbul’da önceden farklı bir şekilde oluşturulan komitelerin sayısı 90 idi. Şimdi NACE sistemine göre yeni komiteler oluşturuldu ve sayı 81 oldu. Bunlardan 3 tanesi taşımalarla ilgili.
22 nolu yeni komite İstanbul’daki şehiriçi taşımacı komitesi (Servis dahil kara ve denizyolu var. Esnaf olanlar burada değil; onlar İstanbul TESK odalarında), minibüsçü, taksi esnafı çıkarsa ne kalır demeyin! 15.577 üyesi var. Seçimde 11 komite üyesi belirlendi ve bunların 5’i aynı zamanda Ticaret Odası Meclis üyesi.
23 nolu yeni komite İstanbul’daki şehirdışı seyahat mensuplarının komitesi (Kara, hava, demir ve denizyolu taşımacıları ve acenteleri var, İstanbullu seyahat acenteleri dahil), 5270 üyesi var. Seçimde 9 komite üyesi belirlendi ve bunların 4’ü aynı zamanda Ticaret Odası Meclis üyesi.
24 nolu yeni komite İstanbul’daki tüm yük taşımacılarının komitesi (Kara, demir ve denizyolu ve boru hattı taşımacıları var, havayolu sadece 23’te gözüküyor), 9020 üyesi var. Seçimde 9 komite üyesi belirlendi ve bunların 4’ü aynı zamanda Ticaret Odası Meclis üyesi.
Biraz istatistik…
İstanbul’daki ticaret odası üye sayısı 336.000. Buna sanayi ve deniz ticaret odalarının üyelerini de eklerseniz 400.000’i bulur. Bir de TESK üyesi İstanbul odalarının üyelerini ekleyin, sayıya bakın! Tabii, bir de Türkiye’nin sayılarını düşünün.
Bir başka husus, taşımacıların durumu. 22, 23 ve 24 nolu komite üyelerinin toplamı 30.000 civarında. Yani Ticaret Odası üyelerinin yüzde 9’u, taşımacı veya bununla ilgili faaliyet mensubu. Tabii ki bunların diğerlerinden farklı, ayrı bir odası veya organı düşünülebilir. Ne de olsa hepsi taşımacı ve diğerlerinden biraz farklı. Bunların bir platformda İstanbul TESK üyesi taşımacılar ile de bir araya gelmesi de düşünülebilir. Ama taşımacıların ortak sorunları var mı? Varsa, ne kadar ve bunların ne kadarı İstanbul çapında? Bu nedenle ben, il çapının ötesinde ülke genelindeki sektör meclislerini ve bunların TŞOF ile birlikte hareketlerini daha önemli görüyorum. Bir de her kesimin kendi örgütleri tabii ki önemli.
Tarifeli yolcu taşımacıları, D1’ciler
Tüm meslek mensuplarının Türkiye çapındaki sayısını düşünün, bundan sonra tüm taşımacıların, sonra da tüm yolcu taşımacılarının sayılarını düşünün. Bunlar içinde taşıma türlerine göre dağılımlarını düşünün. TOBB-TESK ayrımlarını düşünün. Onlardan sonra şehirlerarası tarifeli taşıma yapan D1 taşımacılarını düşünün. Türkiye çapında 330 kadar D1 belgeli taşımacı var. Türkiye çapındaki belge sayısı sadece İstanbul Ticaret Odası üye sayısının binde biri kadar. Bu binde birlik grubun halen iki federasyonu, 80-90 kadar derneği var. Tabii, bir de resmi niteliği olan Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi’nin neredeyse bunlara hizmet ettiğini düşünün. Bu yönüyle, bu küçük grubu sivil toplum örgütü oluşturma başarısı açısından tam olarak kutlamak gerekebilir, ama…
Yeni örgüt şart mı?
Bunlara rağmen D1’cilerin örgütlenme merak ve talepleri bitmiyor: mesela oda istiyorlar. Bu oda’nın kimleri kapsayacağını, bu sayede hangi sorunları nasıl çözeceğini, şimdi niye çözemediğini anlayabilmiş değilim. Bir de TÜRBAS dışında kimin böyle bir odası var ki! (TÜRSAB’ın da kısmen de olsa ayrıca büyüklüğünü de düşünün.) Vereceğiniz örnek sizin istediğiniz gibi Türkiye çapında bir meslek odası örneği olsun.
‘Otobüsçüler, örgüt kurmaktan, örgütle uğraşmaktan otobüsçülerin işlerine vakit mi ayıramıyor’ diye düşünüyorum. D1 belgeli taşımacılık hem belge sayısı hem de taşıma miktarı olarak geriliyor. Bunun sebebi oda olmaması mı? Çözümü oda mı? Uluslararası karayolu yolcu taşımacılığı iyice azalıp bölgeyle sınırlı hale geliyor, çok kan kaybediyor. Bunun da çözümü uluslararası örgüt mü? Yine bu örgüt, neyi nasıl çözecek bilen var mı? Artık şu örgüt gürültülerini bitirip de işlere bakılsa! Bana sorarsanız, sadece belge sahiplerinin üye ve yönetimde olduğu, kaliteli profesyonelleri olan bir D1 otobüsçü derneği yeter de artar bile. Diğer federasyon, dernek vs.ler kenarda durabilir tabii. Bir de acente sahiplerini seviyeli bir dernek mutlaka şart.
Alibeyköy’de örgütler
Alibeyköy Terminali yakında açılacakmış. Söz gelişi terminal diyoruz da acaba burası terminal mi? Terminalin T1’i olur, kalkış-varış yapılır ve TKY’ye göre çalışır. Halbuki Alibeyköy’ün T1’i olmayacakmış. Herhalde kalkış-varış olmasın diye. O zaman, T1’i olmayan burası ‘terminal’ değil. Öyleyse ne? Olsa olsa, KTY 60.5 kapsamında UKOME’den izinli bir indirme-bindirme noktası olur. Böyle yerler için belge aranmaz, Bakanlık kuralları da geçerli değildir. Örneğin terminal ücretlerinde tarifeye ve tavan ücrete tabi değildir, istediği ücreti alır. Bekleyip görelim. Buranın belirleyeceği 25-30 TL gibi bir indirme-bindirme ücreti bile ne kadar tepki çekecek. Diğer terminallerin 70-80 TL’sine ses çıkarmayıp buna itiraz eden ne kahramanlar görürsünüz o zaman.
Ne de olsa, Dünya bir imtihan yeri değil mi? ■