Hatırlarsanız, wikileaks sitesi ülkeler arasında geçen gizli iletişimleri yayımlamıştı birkaç yıl önce ve bunu yapan Assange adlı İngiliz de zora girmişti ve hala cezasını çekmekte. Benim için, yayımlamasından daha çok bu bilgilerin elde edilişi merak konusu.
Benzer bir olay yakında yine yaşandı; Snowden adlı bir Kanadalı çalışan, Amerikalı 6,5 milyon kişi hakkında internet şirketlerinden bilgi topladığını açıkladı ve hemen ülkeden kayboldu. Şimdilerde Moskova’da olduğu ama Rusya’da olmadığı bildirildi. O da bir ceza çeker muhakkak.
Bir bankacı, İsviçre bankalarında hesap sahibi olan 40 bin Almanın listesini satıyordu, konu örtüldü.
Herkes bilmekten memnun oluyor, sorun da bilinmekten çıkıyor. Demek ki her işimizi, bilineceğimizi bilerek yapmak zamanındayız. Artık sır yok, kimseye yok! Açık olmak, şeffaf davranmak üstünlük değil.
Sanal ortamların kullanılmasını düzenlemek için “Sanal Ahlak” (digital ethics) gelişiyor, Amerika’da da üniversitelerde enstitüler kuruluyor. Meraktayım.
***
Dünya ülkeleri yakıtın yarısı ulaştırmada kullanıyor. Biz yakıtımızın yüzde 86’sını ulaştırmaya harcıyoruz. EPDK raporuna göre, yüzde 5’ini tarımda, yüzde 2,3’ünü ise enerji üretiminde kullanıyoruz.
Ulaştırmamız, dünyadan yüzde 70 pahalı!
Bu verimsizliğin nedenlerini ulaştırma dünyamızın pirleri, üstatları, sorumluları biliyor. Ben, taşıma türleri arasındaki dengesizliği dile getirip bırakacağım. Bu konuda karşılaştırmalar yapmış ve denizyolu ve demiryolu paylarına üzülmüştük.
5 yılda 2.500 km YHT çalışmaya başladığında 29 il daha birbirine bağlanacak, denge iyileşecek.
Bir başka örnekle verimliliğin mertebesini aydınlatayım:
Avrupa’da, bir markanın hepsi eski model olan 200 milyon adet ısıtma cihazı, 220 milyon adet de soğutma cihazı var. Genel müdürleri, tamamını yenileyiverseler, her yıl 85 milyon otomobilin toplam yakıtı kadar tasarruf gerçekleşeceğini bildiriyor.
Yeni teknolojinin etkisi.
***
Teknoloji üreten ülkeler bu verimi elde ediyor.
Biz, teknoloji üretmek konusunda sanayinin eğitime ilgisini ve ekonomik desteğini daha hızlı arttırmalıyız.
Meslek liselerinin memleket meselesi olduğunu, okul-sanayi ortaklığının çok verimli olduğunu, katma değer yaratmak için temel bilimlerin ve üretimci eğitimin gerekli olduğunu yaşaya yaşaya anlıyoruz.
Acaba İK yönetimleri bu konunun ne kadar içindeler?
Konuyu yine getirip eğitime öğretime, yani “süreç kalitesi”ne bağladık.
İyi haftalar dilerim. ■