Bu yazımda, Karayolu Taşıma Kanun ve Yönetmeliklerinde yer alan belge ücreti düzenlemeleri üzerinde durmak istiyorum. Belge ücretleri en çok yeni belge alacaklar için önemli. Ancak onlar, henüz taşımacı olmadıklarından sesleri de pek duyulmaz. Bunun dışında, yolcu taşımacıları zaman zaman yeni belge ücretlerinin arttırılması yönünde taleplerde bulunsalar da pek fazla gündem olmaz. Bu özel konunun durumuna bakıp değerlendirme yapmaya çalışacağım.
Niye ücret var?
Belge ücreti alınması, Taşıma Kanunu’nun getirdiği yeni bir şey değil. Bu kanundan daha önceki Yönetmeliklerde de ücret söz konusu. Aslında belge ücreti, taşımacılık dışındaki ticari alanlarda da söz konusu. Bu nedenle alınıp alınmamasından öteye niçin alındığının bilinmesi de önemli. Böylece alınan ücretin anlamı ve makul olup olmadığı değerlendirebilir.
Niçin bu kadar ücret alınıyor?
Birincisi, belge işlemlerinin yükünün/maliyetinin/bedelinin alınması olabilir. Buna pek de itiraz edilmez. Ancak haklı belge ücretleri arasındaki uçurumlar buna aykırıdır. Yüksek bedelli belgenin işleminin çok olduğunu iddia etmek zordur.
İkinci olarak, belge alma işleminden bir gelir elde edilmesi mümkündür. Ama bunun nereye gideceği de önemlidir. İlk akla gelen bütçeye gitmesidir. İkincisi ise bütçe yerine Bakanlık amaçları için kullanılması söz konusu olabilir. Bu son durumda ücretin nerelere kullanılacağı önem kazanır. Örneğin; taşımacılara, çalışanlarına ve taşımalara yönelik kullanımlar akla gelebilir. Kanunda böyle bir açıklık bulunmuyor. Ancak Kanunda belge ücretlerinden sonra döner sermaye konularında düzenlemeler bulunması bu ihtimali akla getirmektedir. Böyle bir kullanım için ücret alınması doğru olabilir. Yeter ki, gelir alma amaçları ile uyumlu kullanılsın.
Taşıma Kanunu’nda belge ücretleri
Kanunun, ücretler başlıklı 33’üncü maddesi belge ve taşıt kartlarından ücret alınması ile indirim ve artırım hallerini düzenlemiştir. Burada önemli olan husus; alınacak ücretlerin miktarının kanun ile belirlenmemiş olmasıdır. Bunun ötesinde, bunların Yönetmelikle belirlenmesi yönünde açık bir düzenleme de yoktur. Yönetmelik başlıklı 36’ncı maddenin G bendindeki ‘ücretsiz ve tarife altı uygulama esasları’ ifadesi Kanunda adı geçen taşıma ücret tarifelerine ilişkin olmalıdır. Zira belge ücretlerine ilişkin bir tarifeden söz edilmemektedir. Kanunun yetki belgesi alma zorunluluğuna ilişkin 5’inci maddesindeki ‘bu maddeye ilişkin usul ve esaslar Yönetmelik ile belirlenir’ ifadesi de belge ücretlerine değil, belge alma koşullarına, özellikle de mali yeterliliğe ilişkin olmak durumundadır.
Belge ücreti değişikliği
Karayolu Taşıma Kanununun ilk halinde, yenileme ücretinin ilk belge ücretinin yüzde 50’si kadar olması söz konusuydu. Daha sonra yapılan yüzde 50 yerine yüzde 15 yenileme ücreti alınması yönündeki kanun değişikliği çok önemlidir. Bilindiği üzere bu değişiklik, taşımacıların yüzde 50 yenileme oranı sonucu ödeyecekleri yenileme ücretini, örneğin yeni belge ücreti 10 bin TL iken ödeyecekleri 5 bin TL’lik yenileme ücretini yüksek bulup düşürülmesini talep etmeleri sonucunda gerçekleşmiştir. Böylece 5 bin TL yerine 1500 TL ödeme imkanına kavuşmuşlardır. Böyle bir sonuç, yani 1500 TL yenileme ücreti ödemek için 10 bin TL olan belge ücretinin 3 bin TL’ye düşürülmesi gibi kolay bir Yönetmelik değişikliği mümkünken bunun yerine zor olan kanun değişikliği ile 10 bin TL belge ücretine dokunmadan oran değişikliği yapılması ile 1500 TL ödenmesinin tercih edilmesi ilginçtir. Burada her zamanki gibi yeni belge alımını engelleme/zorlaştırma gibi serbest piyasa anlayışına aykırı bir rakip azaltma veya rakip artışını sınırlama isteğine bağlı yüksek yeni belge ücreti alımı yapmaktadır. Peki, bir belgeyi yenileyip 5 yıl kullanacak olandan 1500 TL alınırken aynı belgeyi ilk kez alıp yine 5 yıl kullanacak olandan 10 bin TL alınması adil midir? Mevcut taşımacılara sorarsanız, yeni belge ücretinin 15-20 misli arttırılması bile uygun bulunabilir.
Yeter ki, bu durumda yüzde 15’lik oranla dahi artacak olan yenileme ücretinin arttırılmaması için bu oran örneğin yüzde 1’e düşsün. Turizm alanında sektöre girişi engellemek amaçlı bir yeni belge ücret artışının hukuktan döndüğünü hatırlıyorum.
Eğer belge ücreti gelirlerinin sosyal amaçlı kullanımı söz konusu ise bu durumda buna en fazla katkıyı yapmak yeni belge alacaklardan önce mevcut belgelerinden gelir elde etme aşamasındaki taşımacıların belge yenilemesinde söz konusu olmalıdır.
Yönetmelikte durum
Taşıma Kanunu’nda yer alan belge ücreti düzenlemeleri, aynen Yönetmeliğe aktarılmıştır. Belge ücretleri için bir tablo hazırlayıp bunların alınacağını belirtmesi de var olan belirsizliğin giderilmesi açısından yerindedir. Ayrıca bazı özel durumlara ilişkin açıklayıcı düzenlemelere yer verilmesi de gayet uygundur. Son fıkradaki e-devlet üzerinden yapılacak işlemlere indirim yapılması da gayet teşvik edicidir. Ancak büyük olan işlemlerde oranın düşürülmesini anlamış değilim. Bana göre, düşürülmesi değil belki de arttırılması uygun olurdu. Diğer hususlar aşağıdaki başlıklarda ele alınacaktır.
Yeniden değerleme artışları
Karayolu Taşıma Kanunu, ‘bu ücretlerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında arttırılarak uygulanması’ hususuna yer vermiştir. Buradaki ‘bu’ sözcüğü neyi ifade etmektedir? Benim mantığıma göre hiçbir şeyi ya da gerçekte olmayan hayali bir şeyi… Bu ifade, alınacak ücret veya cezaların kanunda belirlendiği haller için anlamlıdır. Bu kanunda yer alan idari para cezaları için -kanunda net olarak ifade edilmese de- bu husus geçerlidir. Çünkü belirli bir rakam vardır. Ama belge ücreti için anlamlı değil.
Yönetmelik, Kanunda yer almayan ancak kendisinin belirlediği belge ücretleri için ilk belirlemeden sonra kendini bununla bağlı sayarak bu güncelleme işlemini yapmıştır. Hatta böyle yapılması gerektiği de belge ücretleri maddesinin 6’ncı fıkrasında tekrarlanmıştır. Peki, buna göre, alınacak ücreti her yıl arttırarak işlem yapma mantığı doğru mudur, şart mıdır?
Yetki belirsizliği
Kanunda açıkça olmayan belge ücretlerini Yönetmelikle belirleme yetkisi, eğer var ise bu yetki bir defalık mıdır? Ertesi yıl yeniden değerlendirme oranında artış yerine bu yetkiyi tekrar kullanıp yeni bir belge ücreti belirlenemez mi? Bence belirlenebilir. Çünkü aksi yönde bir kısıtlama yok. Nitekim Kanunda bir değişiklik olmadığı halde yetki belgesi ücretlerinin yeniden değerlendirmeden bağımsız olarak değiştirildiğini/yeniden belirlendiğini gördük.
Demek ki böyle bir hak var. Böyle bir hak var ise yeniden değerlendirme oranına bakmadan belge ücretleri serbestçe belirlenebilir. Denebilir ki, bu değişiklik Yönetmeliğin tümden değiştiği bir aşamada oldu. Bu iddia doğrudur.
Peki, Yönetmeliğin kökten değişmediği yıllarda da Yönetmelik değişikliği ile bu ücretler yeniden belirlenemez mi? Zaten her yıl yeniden değerleme oranında yapılan EK-1 değişikliği Yönetmelik kapsamındaki bir ekin değiştirilmesi gibi değil midir? Bu EK-1 değişikliği, Yönetmelik değişikliği ise yeniden değerleme oranına da bağlı olmak zorunda değildir. Yeniden değerlendirilen rakamlar da zaten bir Yönetmelik düzenlemesidir.
Düzenlemelerin yeri
Belge ücretlerine ilişkin özel bir madde ayrılmışsa, yani belge ücretine ilişkin konular ilgili oldukları diğer yerlerde değil burada belirtilmiş ise bunun özel hallerdeki tüm işlemler için de geçerli olması gerekir. Nitekim 16’ncı maddenin 7’nci fıkrasına ilişkin bir ücret düzenlemesi burada değil de belge ücretleri maddesinin 3’üncü fıkrasında, yani olması gereken yerde yer almıştır. Yetki belgesi alma veya yenilemenin özel şartlarının yer aldığı 14’üncü maddede ise buna aykırı pek çok hal bulunuyor. 14(1) e, aynı şekilde 14(4)b, 14(4)ç6, 14(5)ç, 14(5)d, 14(8)d, 14(19), 19(1), 19(2) gibi pek çok yerde bu maddeden, yani belge alım şartından ziyade belge ücreti ile ilgili hususlar yer almakta olup bunların yeri uygun değildir.
Ücret adaletsizlikleri
14’üncü maddenin 8’inci fıkrası d bendinde sadece kamyonet kullanan K1 ve K3 belgeleri ile özellikle K2 belgelerine yüzde 75 ücret indirimi yapıldığı halde aynı durumda olabilecek C1 belgelerine bu imkan tanınmamaktadır.
Sadece küçük yük taşıtı kullanan belgelere aynı işi büyük taşıt da kullanarak yapabilecek belgelere göre yüzde 75 indirim sağlanıyor. Ama yolcuda, küçük yolcu taşıtı olan otomobiller için bu imkan yok. Denebilir ki, burada otomobilin belgesi zaten farklı. Bu durumda dahi otomobil belgelerine otobüs belgelerine göre yüzde 75 ucuzluk getirilmeli.
En garip olanı da 14(1)e’de yer alan ücret farklılaşması. İnsan inanamıyor. Ters yazılmış gibi geliyor ama değil. A1 için belirlenen belge ücreti normal A1’e değil, A1 olmaması gereken A1’e uygulanırken normal 1 A1’ler için kendileri için belirlenmiş ücretin 12 katı ödeniyor. Şaka gibi.
Tek taşıtlı D4 belgelerine yüzde 75 (engelli ve diyaliz hastalarına hizmet amaçlı D2’lere yüzde 97) gibi ücret indirimi yapıldığı halde tek taşıtlı olabilen B3, D3, C1, K1, K2, K3 belgelerine ücret indirimi bulunmuyor. Belgeye göre değişmeyen bir ‘tek taşıt’ indirimi (yüzde 75) gibi öngörülebilir. Hem kamyonet hem de tek taşıt çifte indirimi neden olmasın? Taşıma Yönetmeliği; belge ücretleri yönüyle de gözden geçirilmeli ve iyileştirilmelidir. ■