1919 yılında, ulusal bağımsızlık mücadelemiz başladı. 1920 yılında, kaderini kendi belirlemesi üzerine millet, 600 yılın sonunda kendi meclisini kurdu: Türkiye Büyük Millet Meclisi. 94’üncü yılını kutluyoruz bu çağdaş hareketin.
"Milletin başında artık kişi veya makam yoktur. Milletin başında kendisi, vicdanı, onuru vardır" dedi Mustafa Kemal, 1920'de. Milletim ulusal egemenliğini anlamaya ve hissetmeye başladı. Şimdi önemini ve değerini iyi biliyor. Evet, biliyor. Nice 94 yıllar görelim.
* * *
1915 yılında, 1. Dünya Savaşı sürerken, Batı devletleri Çanakkale Boğazına saldırmışken, doğuda Osmanlı kuvvetleri Ermeni ayaklanmaları ile uğraşmıştır.
Aynı Batı devletlerinin Yahudilere, Cezayir'e, Haiti'ye, Mali'ye, Vietnam'a yaptıklarını hatırlayınız. Buna rağmen bugün bizim mücadelemize soykırım demelerinden Dünya Savaşlarındaki mücadelelerine devam ettiklerini anlamamız gerekir.
* * *
Geçen hafta 240 bin TL'lik tazminatın sadece 100 bin TL'sinin sigortalıya ulaştığını konuştuk. Bu hizmetin fiyatı tazminatın yüzde 60'ı idi. ABD'de ise yüzde 67... Türkiye'de bu masrafın hesabını aradım. Yok, hiçbir hissiyat bile yok. Adalet Bakanlığı, İdari ve Mali İşler Başkanlığı sitesinde ‘İstatistikler’, ‘Faaliyet Raporu’ sayfaları boş.
Sigorta türlerinde, taşıma dünyasını ilgilendiren üç kalem var: Trafik, Zorunlu Koltuk ve Taşımacılık sigortaları.
2013 yılı kapanış raporlarından prim toplamları ile tazminat toplamlarına baktım. Yürüyen tüm davalar tazminatla sonuçlansa bile,
- trafik sigortası başa baş,
- zorunlu koltuk sigortası 4 milyon TL kârlı,
- taşımacılık sigortası 5 milyon TL zararlı kapatıyor.
2013 Trafik sigortasının primleri tazminatları tam karşılıyor: 4,8 milyar TL. Oysa 2013 için yüzde 15 zarar açıklamışlardı. O zaman, işletme maliyetleri yüzde 15 midir? Tazminat davalarının sadece yüzde 30'unu kazansalar, 2013 zararını sıfırlarlar. Acentelerin prim tahsilatını da bankacılık sistemine bağladıkları için acente kaçakları da ortadan kalktı.
Sigorta yönetim giderlerinin yüksek olduğu biliniyor, tedbir gerek. Hız ve ağırlık kontrolleri, çift yolların artması, araç parkının gençleşmesi, sürücü belgelerinin denetlenmesi, dijital takografın zorunlu hale gelmesi, araç muayenesinin kalitesinin yükselmesi, yaz-kış lastik uygulaması, kamunun yaptığı önemli yatırımlar ve iyileşmeler olarak trafik güvenliğini arttırıyor. Bu kadar çok yatırım hiç mi etkilemiyor da trafik sigortası zarar etmeye devam ediyor??!!!
Sigortacılar, yüzde 60 düzeyindeki fiyatlarını düzeltirlerse hemen kâra geçecekler.
Demek ki trafik sigorta primleri yükselmeyecek, hatta rekabet ile düşecek bile.
KAYTAP'ın takibi otobüsçüler için etkili olabilir.
"Ekonomide Demokrasi" böyle pürüzleri törpüleyecek. ■