Öncelikle bütün meslektaşlarımızın, okuyucularımızın geçmiş Bayramını tekrar kutluyorum. Bayramda yoğun çalışma temposu içinde iyi bir tatil de yaptık. Onun için yazı da yazamadım.
Talebimiz hayata geçti
Bayram sürecinde, taleplerimizden birisi olan 8+1 konusu kısmen de olsa çözüme kavuştu. Eski 8+1 araçlar belgeye kayıtlı ise bunlar tadilatlı şekilde 9+1’e dönüştürülerek kullanılabilecek. Bu sevindirici bir haber. Bu, zaten yazılı ve sözlü olarak ilettiğimiz bir talepti. Geç de olsa talebimize cevap alabildik. Zaten 2016 yılına kadar kullanma hakkı vermişlerdi. Turizm taşımacılarının kullandığı 5 bine yakın taşıtın yeniden ekonomiye kazandırılması ve kullanılabiliyor olması bizi de mutlu etti. Bu tür mevzuatlar hazırlanırken sosyal ve ekonomik sonuçlarının da göz önüne alınması ve oldubittiye getirilmemesi gerekiyor. Sivil toplum örgütlerinin işlerinin de bu olmalı. Onların haklarını arayıp, yatırımlarının heba olmamasını sağlamalıyız.
Bayram müjdesi oldu
Bu uygulama bir hak gaspıydı. Bakanlığın yayınladığı genelge, mensuplarımızı mutlu ettiği ve bir Bayram müjdesi oldu. Hayırlı olsun. Bana göre bu araçların tadilatsız da ekonomik ömrü tamamlanana kadar kullanılması gerekiyordu. 5 bin araç ekonomiye kazandırıldı. Bakanlık bürokratlarına da teşekkür ederim.
E-bilet konusu
Bayram öncesinde Gelir İdaresi Başkanlığı’na bir ziyarette bulundum. Sayın Metin Kilci’nin yerine Sayın Adnan Ertürk atandı. Hem hayırlı olsun ziyareti hem de elektronik bilet konusunu görüştük. Sektörün büyük bir açmaz içinde olduğunu, trende ve uçakta olduğu gibi sektörümüzde de uygulanması gerektiğini, kayıt dışılığın, rekabet koşullarının eşitlenmesi açısından önem taşıdığını anlattık. Sanal ticaretle ilgili mevzuatların yeterli hale getirilerek e-biletin bir an önce hayata geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Sıkıntılardan biri de resmi olmayan satın alma hakkının verilmesi. Biz hizmet sektörüyüz. Hizmet önceden satın alınabiliyor, ama alınan süre ile kullanılan süre arasında değişiklikler yaşanabiliyor. Bilet tehir edilebiliyor, tarih değişiyor, iade edilebiliyor, iptal edilebiliyor… yani işlem sayısı çok. Birtakım pratik çözümlerin hayata geçmesi gerekiyor. Maliye Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı arasında çalışma başlatılarak, firmaların e-bilete hızlı şekilde geçebileceği düzenlemenin yapılması önem taşıyor. Sayın Ertürk, yardımcılarından birini bu konuyla görevlendirdi; biz de sektör olarak kendi aramızda bir rapor hazırlayarak isteklerimizi iletebileceğiz. Acentelerin sayısının azaltılarak daha verimli hale getirilmeli ve servis arabalarının giremeyeceği noktalarda acente olmaması gerekiyor. Acentenin hizmet bedelinin yolcudan, aynen uçakta olduğu gibi, ayrı şekilde alınması gerekecek.
10 numara yağ konusu
Sayın Ertürk’e 10 numara yağ konusunu da dile getirdik. Yolların üzerinde 4 liranın altında yakıt satan müesseselerin varlığı bir ihbardır. Bunun değerlendirilmesi gerektiğini söyledim. Akaryakıt piyasasındaki vergi kaybının önlenmesi için akaryakıtın fiyatının aşağıya çekilmesi gerekir. EPDK’nın denetim sistemlerini geliştirmesiyle Ulaştırma Bakanlığı’nın istasyonlarında da bunu kontrol etmesi 10 numara yağ kullanımını Türkiye’de tarihe gömecektir. Sektörümüzün artık 10 numara yağa güvenerek fiyatlarını düşük tutmaması, boş sefer yapmaması gerektiğine inanıyorum.
Hızlı tren
Bayramın hemen ardından Ankara-İstanbul hızlı tren seferleri başladı. Bilet fiyatlarında bir değişikliğe gidildi. Hızlı demiryolları Türkiye’nin vazgeçilmez ihtiyacı. Bu gelişime karşı değiliz. Bu taşıma fiyatları ile demiryolları kar mı eder, zarar mı; ona bakmak gerekiyor. Türkiye giderek artan ulaşım talebini sübvansiyonlarla taşıyamaz. Ben, ulaşım sistemlerinde “kullanan öder” mantığıyla yeniden yapılandırma gerekliliğine inanıyorum. Şu anda devlet ödüyor. Devlet onu dolaylı vergilerin üzerine salarak hiç kullanmayan insandan da o hizmetin bedelini vergi olarak alıyor. Bu tür popülist yaklaşımların artık aşılması lazım. Devlet eliyle yapılan havayolu ve demiryolu taşımalarında bizimle rekabet ediliyor. Gelişmiş ülkelerde demiryolu fiyatları uçaktan çok farklı değil. Özellikle hızlı demiryollarının uçakla arasında yüzde 10-20 fark var. Bizde de otobüsten ucuz tren olmamalı. Devlet karayolu taşımacılığı yapıyor olsaydı, bunu yapmazdı. O zaman biz şirketlerimizi devlete verelim, o işletsin; bize çok cüzi bir kâr versin. Serbest piyasa ekonomisinde bu kadar kuralsızlık doğru değil diye düşünüyorum.
Demiryolu özeleştirilmeli
Biz devletin taşımadan çekilmesini istiyoruz. Devletin demiryolu taşımacılığını özelleştirmesi lazım. Vagon bazında, dizim bazında mutlaka özelleştirmesi lazım ve özel sektör hizmet yarışına girmesi lazım. Konsorsiyumlar şeklinde demiryolu taşımacılığına girmenin koşullarını konuşmalıyız…
Hepinize iyi bir hafta diliyorum. ■