TOF, TOFED, İSTAB ve TOBB organizasyonuyla engelliler ile ilgili düzenlemeleri görüşmek üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına gittik. Müsteşar Yardımcısı ve Genel Müdür ve Genel Müdür yardımcıları ile görüştük. Biz şehirlerarası otobüslerde engelliler için koltuk uygulamasının olamayacağını, nedenleri ve gerekçeleriyle açıklamaya çalıştık. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı rolünün gereğini yapıyor, ona inanıyoruz, ama olmayacak şeyleri istemek, bu popülist kararların uygulanması bizim sektörün altından kalkamayacağı ağır bir yük. Yasa, ‘makul düzenleme yapılacak’ diyor; ‘ölçüsüz ve aşırı yük getirmeyecek’, diyor. Oysa sektörümüze ağır, ölçüsüz, aşırı bir yük getiriyor.
Bedel de öderiz
Bedel de öderiz
Bizden çözüm istiyorlar. Bizim çözüm önerimiz; ulaşım ile ilgili bir fon yaratılsın, engellilerin ulaşımı ile ilgili kaymakamlıklar, valilikler bir bütçe oluştursunlar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Hükümetten bütçe alsın, her il, ilçe yeterli sayıda engelli arabası alsın, engellileri kapıdan kapıya taşıyalım. Bir çağrı merkezi kurulsun, çağrı merkezinden araç tedariği sağlansın.
Toplu taşıma engelli sayımız nedir? Ne kadar ihtiyaç var, bu kadar otobüsü tadil edeceksiniz, ondan sonra engelli vatandaşlarımız gelecek mi gelmeyecek mi diye bekleyeceksiniz. Gelmezse o koltuğun kaybettiği değeri, nereden karşılayacağız, onun cevabı yok.
Ortak araç alınabilir
Diğer taraftan, turizm otobüslerinde, engellilerin seyahat katsayıları, hem kendi sayıları çok düşük olduğu için filoların büyüklüğüne göre bir tane veya iki tane arabada engelli düzeneği konabilir. Engelli o araçla taşınır. Tıpkı İSTAB’ın talep ettiği şekilde. Turizm taşımacıları da belli sayıda aracı engelli yapabilirler. Hatta turizm firmaları kendi aralarında havuz yapıp bir tane ortak araba alır veya bir firma alır, herkes ondan tedarik eder, boşu boşuna otobüslerin hepsini kesmeye, biçmeye veya koltuk kapasitesini daraltmaya gerek yok.
UDH Bakanlığı sorumluluk üstlenebilir
D2 ile D1’de toplam 40 bin otobüs var. Her otobüste 4 koltuğu feda ettiğimizde, sadece benim firmamda 1600 koltuk eder. Yani 35 arabalık kapasiteyi hiç kullanmayacağım. Alan kaybı da var; zaten bagaj kapasiteleri de yetersiz. Bütün sene boş giden koltukların zararını ben nereden karşılayacağım? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı popülist kararlar ile, serbest piyasa ekonomisine zorlayıcı hükümler getirerek, devletin yapması gereken işi bize yaptırmaya çalışıyor. Yani bizim kesemizden, bizim varlıklarımızdan birilerine bağışta bulunuluyor. Oysa sosyal devlet, bunu yapar. Yasada bana ağır bir yük getiriyorsunuz, birilerini mutlu ederken, otobüs işletmeciliğinde büyük bir sıkıntı yaratıyorsunuz. Kapasite kullanımının önüne engel koyuyorsunuz.
Dahası, şu anda piyasada bunları yapacak ehliyetli kurumlar yok. Arabanızda bir tadilat yaptığınız zaman garanti kalkıyor, firma garantiyi çekiyor.
Oysa 2001/85 AT kararlarına göre (2009 yılında yürürlüğe girdi) şehirlerarasında böyle bir mecburiyet yok. Şehiriçinde bu mecburiyet var.
Şehirlerarası otobüslerde yoğun çalışılan hatlarda, büyük filolarda bir tane arabasının dörtlü koltuğa engelli uyumu yapılabilir. Belli hatlarda hangi hatta çalışıyorsan, belge alırken diyeceksin sefer ve güzergahla bağlantılı bir firmaya sorumluluk ve/veya yükümlülük vereceksin. Diğer firmaya da diğer hatta aynı yükümlülüğü, eşitliği sağlamak için vereceksin. Her yere bir tane sefer koyacak şekilde düzenleme yapılacak. Ama bu bile sorunu çözmez. Bana 15 engelli geldi ben onları ne ile taşıyacağım?
Üzerimize düşen yapalım
Bütün otogarlarda, bütün toplu ulaşım mekanlarında, birer tane engelli arabası bulunduralım. Engelli elemanı bulunduralım, engelliler geldiği zaman onlara yardımcı olalım. Hatta bayan da bulunduralım. İki bayan, iki erkek olabilir. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Ramazan Baş ile konuştum. Biz engellilere karşı değiliz ama bunun olmayacağını onlar da kabul ediyorlar. Tekrar söylüyorum, ben engelli vatandaşlarımızın kapıdan kapıya taşınmanıza tarafım.
Yine bir araya geleceğiz
Müsteşar Bey’e hak veriyorum, bugüne kadar Türkiye’de konuşulmuş, yapılmamış bir sürü şeyden bahsetti, “biz bu konuda taviz vermeyeceğiz” dedi. Yine toplanacağız, bir araya gelip akılcı, verimli bir sonuç alacağız. Başka çözüm yolu yok.
Herkese iyi haftalar diliyorum. ■