“Keşke her gün Bayram olsa” diye bir söz vardır. Bayramın iyiliklerini ve bundan olan memnuniyeti anlatır bu söz. Acaba Bayramlar her yönüyle iyi midir! “Birde deliye her gün Bayram” sözü vardır Yoksa Bayramlar kötüye kullanabilecek, yanlış yapılabilecek yanları da olan günler midir bir üzerine düşünelim.
Önce taşıma güvenliği
Bayramda çok sayıda maddi ve bedeni hasarlı kaza meydana geldi. Bunda uzayan tatilin getirdiği seyahat arzusuna bağlı trafik yoğunlaşması etkili oldu. Tabi ki en büyük kayıp özel araç kazalarında yaşandı. Bence bu Bayramda otobüsçüler başarılı sınav verdiler. Tabi ki bunda araçların profesyonel kişilerce kullanımı ile tecrübesiz birazda dikkatsiz ve sorumsuz olan özel şahıslarca kullanımı arasındaki farkı sayabiliriz.
Trafik durumu
Belirttiğim üzere yollar bayramda çok yoğunlaştı. Tabii bunda tatilin 9 güne çıkması, Kış mevsimiyle birlikte, Ramazan ayından çıkmanın psikolojik etkileri de oldu. Ancak insanların tatile gidişlerini ve dönüşlerini bir iki güne yaymaları büyük yığılmaları önledi ve büyük rahatlık getirdi. Ancak 9 gün olan tatilde bir iki gününü erken dönme ve geç gitme olarak feda edebilir. Dört beş günlük olan tatillerde aynı sıkıntıları yaşayacağımız unutulmamalıdır.
Ortak otobüs kullanımı
Otobüsçüler, bu Bayramda çok sayıda insanın şehirlerarasında taşımasını yaptılar. Bunda turizmin daha zayıf olması nedeniyle, iş bulmakta zorlanan çok sayıda D2 otobüsün de D1’lerde kullanılmasının rolü oldu. Madem böyle bir kapasite fazla taşıma yapabiliyor. Her zaman bu olsun denebilir mi? Yani bunun anlamı başkalarının otobüslerini biz her zaman kullanabilelim demektir. Bu pek kolay bir durum değil. Zira taşımacılıktaki sorumluluklar açısından örneğin bir kazada, başka bir firmaya kayıtlı olan bir otobüsün diğer bir firmada kullanılması halinde sorumlunun kimler olacağı gibi bir sürü sorun ortaya çıkacaktır. Bilinmelidir ki, aynı firmanın D2’sinde olan otobüsleri bile D1’inde kullanması mümkün değil ve yasak ve bunun cezaları var. Öncelikle firma farkı yaratmayan, bu durumun düzeltilmesi lazım. Yani aynı firma D2’sinde yazılı olan taşıtları D1’inde de gerektiği hallerde kullanabilmesine imkan verilmeli. Bu asgari özmal olmayan otobüsler için düşünülmesi gerekir.
Ücretsiz kullanım
Trafik yoğunlaşmasında ben yol ve köprülerin ücretsiz kullanımın da etkili olduğunu düşünüyorum. Bu şehiriçi ve şehirlerarası yollar için geçerli. Bunun lüzumsuz seyahatler yarattığını düşünüyorum. Ücretsiz olmasının hiçbir yararını da görmüyorum. İnsanlar para vermeden seyahat etti diye düşünüyorsanız, aldanıyorsunuz. Bayramda ödeme yapılması sonrasında ücret artışlarını geciktirirseniz veya daha az yaparsanız, insanlara daha büyük iyilik etmiş olursunuz. Bu nedenle ücretsiz seyahat kararları biraz daha gözden geçirilmeli. Eskiden ücret toplayan personelinde Bayram yapması belki düşünülebilirdi ama artık otomatik sistemlerle ücret toplanabildiğini unutmayalım.
Osmangazi özel
Osmangazi Köprüsü’nün açılması bu hatlardaki sorunların büyük ölçüde çözülmesini sağladı. Bu da problemi küçülttü. Ancak bilinmelidir ki, burası özel sektörce işletiliyor. Özel sektörün yaptığı yatırımın karşılığında para kazanması gerekir. Aynı şey, halen yapılmakta olan ve Ağustos ayında açılacak olan 3üncü boğaz köprüsü için de geçerli. Bayram, seyranlarda ücretsiz dediğinizde onlar para kaybetmiş olurlar. Bu paralarında bir yerden telafisi gerekir. O parayı telafi etmek için ya yüksek ücret almaları veya sık sık zam yapmaları gerekecek. Ya da kazamadıkları paraları devletin telafi etmesi gerekecek. Zira bunların sözleşmelerinde belirli bir kazancı garanti eden hükümler var. Bu nedenle onlar için zor olacak ücretsiz geçiş kararlarının hepsine birden şamil edilerek, bu uygulamadan vazgeçilmesine fayda olacak.
Deniz taşımacılığı
Otobüslerle gidilemeyen Marmara’daki adalar gibi yerlere çok sayıdaki insanı İDO taşıdı. Ayrıca gittikleri yerden sonra başka yerlere devam edecek, Mudanya’dan Bandırma’dan daha ilerlere devam edecek, çok sayıda insan veya otomobil deniz araçlarıyla taşındı. Bunlarda karayolunun yükünün alınmasında çok büyük fayda sağladı. Zira çok sayıda ek sefer yaptıklarını duyduk. Bunların artırılması düşünülebilir. Ancak tabiî ki yılda 10-15 gün kullanılacak yatırımı özel sektörün yapmasını beklemek pek kolay değildir. Bu arada artık Eskihisar-Topçular hattında çalışan çok sayıdaki araba vapurunun artık, büyük ölçüde işsiz kalacağını söyleyebiliriz. Gerçi Osmangazi Köprüsü’nde ücretsiz geçiş uygulaması bittikten sonra, fiyatlarda ve diğer hizmetler açısından cazibesini de artırırsa bazı taşıtların araba vapurunu hala kullanmaları beklenebilir. Ama bu çok sınırlı olacaktır. Buradan açığa çıkan çok sayıda araba vapurunun kullanılabilecekleri Sirkeci-Harem veya Yalova-Yenikapı hatlarına takviye edici olarak kullanılmaları veya bunlar için yeni hatlar açılması düşünülebilir. Bilinmelidir ki, araba vapuru türündeki feribotlar sadece otomobil değil, otobüs taşımacılığına da uygundur. Bunlar otobüs taşımacılığına da hizmet verebilirler. Otobüslerin taşınmasına da uygun arabalı vapur seferleri de düşünülebilir. Ancak arabalı vapurların da İstanbul-Bandırma gibi hatlarda çalıştırılmaları çoğu hava şartlarında mümkün olmayacaktır. Bunun da bilinmesi gerekir. Bu arada İstanbul’dan Bandırma ve Mudanya’da deniz aracından otobüse geçilmesi şeklinde yapılan kombine taşımacılığı otobüsçüler el birliği ile yok ettiler. Şimdi bunun yerine arayışları olabilir ama bu arayışlarda kolay değil. Belki Balıkesir ve Bursa Belediyelerinin Bandırma ve Mudanya’da feribottan inen yolcuların taşınabilmesi için otobüslere kalkış ve varış imkanı sağlamaları bir seçenek olarak aklımıza gelebilir.
Ana konu terminaller
Bu Bayramda da her zaman olduğu gibi en büyük sıkıntı terminallerde yaşandı. Özellikle de İstanbul’daki Bayrampaşa terminalinde. Artık bu terminali savunanlar bile, böyle günlerde pek ortalığa çıkmadılar. Çok sayıdaki kişinin bu Bayramda terminalin yetmediğini söylediğini hepimiz duyduk, gördük. Bu gerçeği kabul etmemiz gerekir. Gerek bu terminalin başka yere taşınması, gerekse başka yerlerde yeni terminaller yapılması düşünülebilir. Mühim olan birden fazla terminalin İstanbul için gerekli olduğudur. Yeri ikinci bir konudur. İsteyenler, mevcut terminalin yerinde kalmasını savunabilirler. Ama başka bir yere terminal yapılmasın demek, bu sıkıntılar sürsün demektir. Bu nedenle en kısa sürede İstanbul’un değişik yerlerine kalkış ve varış yapılabilen, birbiri ile hizmette ve fiyatta rekabet edebilen terminaller yapılması çok büyük önem taşımaktadır. Bunu engellemek değil, desteklemek düşer otobüsçülere.
Herkese iyi haftalar… ■