Bakanlık belgeleriyle yapılacak taşımalar, belge tanımına uygun olmak zorunda. Bu bir esas, ama yeterli de değil. Bu yetersizliklerin giderilmesi için önce iyi tanım, sonra da ek açıklama gerekiyor. Bu kapsamda, bugüne kadar hangi belgeyle hangi taşımaların yapılabileceği ve/veya hangi taşımaların, hangi belgelerle yapılabileceği yönünde bir açıklama/düzenleme yapılması gerektiğini belirttim, ama henüz gerçekleşmedi. Karayolu Trafik Kanunu değişikliğiyle Bakanlık belgeleriyle belediye alanında taşıma yapılamayacağı hususu bir kez daha belirlendi. Ben de bu gelişme sonrasında bu konu üzerinde durmak istedim.
Önce değişimler
Karayolu Taşıma Kanunu çıktıktan sonra bunda bazı değişimler yapıldı. Bundan daha da önemlisi bu dönemde Karayolları Trafik Kanunu çokça değişti. Acaba bunların uyumu sürüyor mu?
Karayolu Taşıma Kanunu sonrasında çıkan 3’üncü Yönetmeliği kullanıyoruz. Bunların her birinde de çok sayıda değişiklik yapıldı.
Karayolu Taşıma Kanunu tüm taşımaları düzenleme iddiasıyla hazırlandı. Hala da tüm yük taşımalarını kapsadığından şüphe yok. Ancak belediyeler kendi alanlarındaki yolcu taşımalarında kendilerinin hakları olduğunu ileri sürdüler. Tartışmalar sonrasında Bakanlık bunu kabul etti, ancak Yönetmelikte “Belediyelerin kanunlarındaki hakları saklıdır” diyerek adeta bunu geçiştirdi. Kapsamında ne olduğunu, bunun neleri etkilediğini hiç belirtmedi. Şimdi yeni Trafik Kanunu belediyelere kendi alanlarındaki yolcu taşımalarını tamamen ve sadece kendi belgelerine bağlama hakkı verdi.
Önceden sadece il/ilçe ve belde merkezlerinde belediyeler vardı ve bunlar il/ilçe ve beldenin tamamını kapsamazdı. Sonra il merkezi ve civarının nüfus büyüklüğüne göre büyükşehirler oluştu. Bunlardan ikisi -İstanbul ve Kocaeli- tüm ili kapsar şekilde tanımlandı. Daha sonra ilin nüfus büyüklüğüne göre yeni büyükşehirler oluşturuldu ve tüm büyükşehirler ilin tamamını kapsar hale getirildi. Belediyelere verilen belge yetkisi buralarda ilin tamamı için geçerli oldu.
Tarifeli/düzenli/bireysel faydalanmalı
B1, D1 ve D4 belgeleriyle yapılan bu türden taşımalarda belirsizlik veya sorunun daha az olduğunu görüyoruz. D4 belgeleriyle iliçi ve 100 km.ye kadar illerarası taşıma yapılabiliyor. Bu hak, tarifeli yanı sıra tarifesiz taşımayı da kapsıyor. Üstelik iliçinin büyükşehir olmaması gibi bir kısıtlama da yok.
B1 ve D1 belge tanımlarında önceden şehirlerarası (tanımı gereği ve gerçekte illerarası) ifadesi tanımda yer alıyordu. Bu da en azından iliçi taşıma yapılamayacağı anlamına geliyordu. Yeni Yönetmelikte bu netlik kalktı. Yeni Yönetmelikte bunların tanımında tarifeli olmasının ötesinde adeta D2’ler gibi iliçini de kapsayan yurtiçi ifadesi geldi. Bu belgelerle 100 km.ye kadar illerarası ve hatta iliçi taşıma yapılmasını engelleyen bir husus tanımında bulunmuyor. Ancak yolcu taşımacılığına ilişkin 41’inci maddenin 5’inci fıkrası, var olan bu hakları 22.01 - 04.59 saatleriyle sınırlasa da tümüyle kaldırmıyor. Üstelik iliçi için büyükşehir olmama şartı da yok. Önceden tamamen D4’lere ait olan iliçi tarifeli taşımalar için bu saatlerle sınırlı da olsa B1, D1’ler ortak oldu.
Yeni durum
Artık B1, D1 belgeleriyle yeni Yönetmelikte kalkmış olan iliçi taşıma yasağı ve D4 ile de tüm illerde var gibi görünen iliçi taşıma hakkı büyükşehir olan illerde değişiyor. Artık bu taşımalar büyükşehirlerde söz konusu değil. Ayrıca tüm saatlerde olmasa da büyükşehirler dahil 10.01 - 04.59 saatlerinde yapılabilecek gibi görünen B1, D1 taşımaları da en azından büyükşehirler için mümkün değil. Bu saatlerle sınırlı olarak karşılanan önemli bir ihtiyaç, büyükşehirlerde karşılanamayacak. 100 km.ye kadar olan illerarası taşımaların B1, D1’lerle yapılabilmesine ilişkin belirsizlik ise sürüyor.
Tarifesiz/düzensiz/grup/turizm taşımaları
Bunların D4 belgesiyle iliçinde ve 100 km.ye kadar illerarası yapılması net gibi… Büyükşehir olan illerde de yapılmasını engelleyen bir husus Yönetmelikte yok.
B2, D2 belgeleriyle tüm yurtiçi taşımaları yapma anlamı baştan beri var ve değişmedi. 100 km. gibi bir sınırlama da hiç olmadı. İliçinde yapılmasında hiç problem yaşanmadı. Öyle ki, büyükşehir olan illerde dahi bir kısıtlama görülmüyor.
Yeni durum
Yeni düzenleme sonrasında B2, D2 ve D4 belgelerinin en azından büyükşehir olan illerde iliçi taşıma yapamayacakları net biçimde ortaya çıktı. İliçi taşıma hakkı sadece büyükşehir olmayan illerde kaldı. Bu durumda, iliçi havaalanı transferleri için verildiği düşünülen birden fazla grubun, aynı taşıtta taşınabilmesi imkanı da en azından büyükşehir olan illerde tümüyle kalkmış oluyor.
Yeni durum yeni belirsizlikler de getirecek şüphesiz. Örneğin, illerarası taşımaların iliçi kısımlarının büyükşehirlerdeki durumu… Kütahya’dan bir grubun D2 belgesiyle İstanbul’a tarifesiz getirilmesi tabii ki mümkün. Peki, bunlar otele gitme öncesinde, araçtan inmeden İstanbul içinde bir gezi yaparlarsa, belediye alanında seyahat yasağına girer mi? Keza otele girip yerleştikten sonra bir gezi yapıp otele dönerlerse; bir de tekrar yemek için geziye çıkarlarsa problem oluşur mu? Aynı şeyler dönüş günü için de söylenebilir… Ve bunlar geliş ve/veya dönüş seyahatinin unsurları olarak görülse bile, arada D2 belgeli otobüsle İstanbul içinde yapacakları üç günlük gezi/tur/seyahat gibi etkinlikler belediye alanında seyahat yasağına takılır mı?
Benim kanaatim, Kütahya’dan başlayıp İstanbul turu sonrasında Kütahya’ya dönüş tek bir seferdir. Bu nedenle İstanbul içi gezileri de D2 belgesiyle yapılabilmelidir. Yeter ki, taşıma sözleşmesi böyle olsun. Aksi halde bu otobüsün yolcularını İstanbul’da İstanbul belgeli bir taşımacıya gezdirtmesi durumu doğar. Yabancı taşıtlar da bu kapsama girer. Atina’dan gelen bir tur otobüsü için bunu uygularsanız turizme zarar verirsiniz. Bir de bizim otobüslerle Atina’ya yapılacak bir gezide bizim otobüsümüz de benzer misilleme ile karşılaşır. Böyle bir durum yaratılmamalı. Ancak bu anlayış D2 belgesine kayıtlı Kütahyalı bir otobüsün İstanbul içinde iç taşıma yapması sonucunu da doğurmamalı. Taşıma sözleşmesi esas olmalı.
Şu anda bırakınız, bir yabancı ülkenin şehirlerinde aynı otobüsle dolaşmayı, otobüsle Balkan turunda 9-10 tane Balkan ülkesini kendi otobüsünüzle dolaşabiliyorsunuz. Avrupa turlarında uçak sonrasında tek bir otobüs bütün şehir ve ülkeleri dolaştırabiliyor. Bunlar dikkate alınmalı.
Otomobille taşımacılık
A1 belgeleri başlangıçta otomobille yurtiçi taşımacılık şeklinde tanımlandı. Bunun içinde tarifeli/tarifesiz tüm taşımalar vardı. Açıkça belirtilmese de taksilere ait olan belediye alanı içi taşıma yapamazlardı. Zaman içinde önce tarifeli taşıma haklarını sonra da tarifesiz taşıma haklarını kaybettiler. Yeni tanımında kamuya hizmet vermek şeklinde sınırlandırıldılar. Kamuya otomobille servis veya makam aracı şeklinde hizmet etmek ancak belediye alanlarında söz konusu olabilir. Artık belediye alanında A1 bakanlık belgesiyle taşımacılık yasak. Öyleyse A1 belgeleri, tanımlanan işlerini yasayı çiğnemeden yapamazlar. Bir bakıma artık işlevsiz hale geldiler. Çözüm yeniden tanımlama ile bulunabilir. Şunu da belirtelim ki, A1’lerin şehiriçi kullanımı taksilerin işini almaktır. Şehiriçinde kamu da herkes gibi otomobil hizmetini taksiden almalıdır. Artık amaca yönelik hiçbir yasal taşıma yapamayan A1’ler ya kalkmalı, ya da var olan ihtiyaçlar görülerek otobüsçülerin keyfini bozma pahasına bunlara taşıma hakkı verilmeli. Otobüsçülerin ek belge almadan kendi türlerine uyan tarifeli veya tarifesiz taşımayı otomobille de yapabilmesi buna dahil olmalı.
Yeni düzenleme yeni durumlar, yeni problemler, yeni belirsizlikler getirebilir. Bunlar zaman içinde çözüm bekler. Biz “kervan yolda düzülür” düşüncesine itibar eden insanlarız ne de olsa.
Bu arada Karayolu Taşıma Kanunu yeniden ele alınarak, Trafik ve Belediye Kanunları ile uyumu sağlanmalı. Taşımacılığın esaslarında belediye alanlarını da belediyelerin haklarını ihlal etmeden kapsamalı.
Böylece Bakanlığı yetki kullanımında zora sokan yeni Trafik Kanunu değişikliği gibi düzenlemelerin olumsuzluğu da giderilebilir.
Not:
Bazıları diyormuş ki, “Trafik Kanunu’nda D2’ler belediye alanında taşıma yapamaz” denmiyor. “Belediye alanında başka belge geçmez diyor”, daha ne desin.
Bölük komutanı “Bölük dur” komutu verdiğinde bölüktekilerin hepsi durmak zorundadır. Bölüktekilere ayrı ayrı dur denmesi gerekmez. Bunu anlamayan birine “Kandıralı sende dur” denmesi gerekmez. Böyle denmesi ancak halk arasında bir dalga geçme halini anlatmak için kullanılır. Bilmem “D2 sahibi sana da yasak” hususunun Trafik Kanunu’nda olmadığını bu nedenle D2’leri kapsamadığını söylemek hala mümkün mü? ■