25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak belirlenmiş. 1999 yılından bu yana da etkinliklerle, gösterilerle, haykırışlarla mücadele yükseltiliyor. Çünkü bizim ülkemizde de kadın hep evde oturması istenen, çalışmasına bile izin verilmeyen ikinci sınıf yaratık olarak görülüyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki, kadın ile erkek eşittir ve biri olmadan diğeri tutunamaz hayata. Hem zaten her şey fizik gücüyle kıyaslanamaz ki! Kaldı ki, güreş, boks, halter gibi güç gerektiren sporlarda bile kadınlar yer alıyor. Hatta dünya ölçeğinde baktığınızda kadınların skorları erkek skorlarının üzerinde bile…
Peki, biz eşitliği ele alalım ve kadınların yolcu taşımacılığı sektöründe kaptan şoför olarak hizmet vermesinin ne denli doğru ve yararlı olduğunun altını çizelim.
Birincisi, kadınlar sabırlıdır. Erkekler fevridir ve bir anda sinirlenip bir çuval inciri berbat edebilir, en olmadık zamanda. İkincisi, kadınlar aklıselim davranır. İnce eleyip sık dokuyarak, yapacaklarının getirisini, götürüsünü düşünür; hem sadece kendisi açısından değil, evdeki çocuğundan, anne babasına hatta aynı sokakta oturan pencere önünde oturan komşusuna kadar. Kadınlar akıllıdır, bunun aksini iddia etmek pek mümkün değil günümüzde.
Eksik etek deyip de söz hakkı verilmediği dönemlerde bile kadınların çok daha iyi ve doğru kararlar aldığını biliyoruz. Kurtuluş Savaşında kadın mücahitleri düşünün; hemen her bölgeden en az bir kadın vardır gururla andığımız, erkekler de aynı kuşkusuz.
“Sofrada yeri öküzümüzden sonra gelen” diyor şair. O dönem geçti artık. Kadın sürücüler şehiriçi servislerde, kamyon sürücüleriyse uzun yollarda tercih ediliyor. Bunu unutmamak gerekir.
Bunların arkasından kadına şiddet nasıl düşünülebilir, aklım almıyor. “Sizi de bir ana doğurmadı mı?” Ananız kadın değil mi? Nasıl olur da eliniz kalkar?
Son yıllarda giderek artan kadın cinayetlerinin kadınların yakınları (kocası, sevgilisi, babası, amca veya dayısı, çocukları) tarafından işlendiği gerçeği hepimizin utancı olmalıdır. Kendisini sütten çıkmış ak kaşık olarak niteleyen değil, gerçekten hiçbir şekilde günah işlememiş biri varsa, o gelsin. Siz, bırakın başkalarını, kendinize sorun: Hiç mi hatanız yok! Sizin aldatmalarınızın karşılığı ne olur, kadına şiddet uygulayacaksanız? Bakın, haykırıyorlar, “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok!” Yetmedi mi bunca ölüm!
Kadınlar yaşamın en özgür yüzüdür. Onlarsız yaşam olmaz! ■