Bir süre önce dile getirilmeye başlanan, son dönemde herkesin ciddi boyutlarını hissettiği küresel iklim değişikliği üzerinde durmak gerekiyor, hem de derinlemesine…
Küresel ısınma, sera gazı artışı, iklim değişikliği ve bunun doğuracağı sonuçlar, aslına bakarsanız küçük bir küre olan dünyamız üzerinde yaşayan tüm canlıları ilgilendiriyor. Yani, dünyanın öbür ucunda diye umursamazlığa yer yok, bu konuda. Öyle olunca siyaset dünyası da girdi topa; bilimsel kurullar oluşturulup uluslararası toplantılar düzenlendi. Hatta bazı konularda halkın refah düzeyini geriletecek, ama iklim değişikliğini hafifletecek sözleşmeler bile imzalandı. Artık, öyle görünüyor ki, küresel iklim krizi bir komplo teorisi değil, gerçekten önemli, önemli olduğu kadar belirleyici bir olgudur.
Gazetemizin sayfalarında da yer alan bir haber var: “Elektrikli araçların arabalı vapurdan geçişlerinde yüzde 50 indirim kararı alınmış. Bu demektir ki, kısa bir süre sonra elektrikli araçları her alanda daha çok görüp daha sık yararlanacağız. Buna bir de üretici firmaların elektrikli otobüs projelerini eklerseniz, sadece şehir içinde değil uzun yollarda da elektrikli otobüslerin kullanılması için çok fazla zaman geçmesi gerekmeyecek demektir.
İklim krizini duyururken, sıcaklığın bir derece arttığını belirtiyor uzmanlar sürekli. Bu, buzulları eritebilecek bir sıcaklık… Bu arada ısı ile sıcaklık kavramlarının yarattığı karmaşaya değil, yaşanan gerçekliğe bakmamız gerekir. Bırakın tartışmaları uzmanlar yapsın, biz kendi gerçeğimize dönelim. Yoğun yağmur ardından sellerin, su baskınlarının olması, can ve mal kayıplarının artması hep iklim krizi sonuçları… Dünya üzerinde yeşil alanların kalmaması, ormanların yok edilmesi gibi gerekçelerin yanı sıra ilginç bir gerekçe de et ürünlerinin bu krize katkısı. Artan nüfusa yetecek besini sağlamak amacıyla büyük çiftliklerde büyük sayıda sürüler yetiştiriliyor. Özellikle büyükbaş hayvanların ürettikleri metan gazının küresel iklim değişikliğine olumsuz katkısı olduğu kanıtlanmış. Tabii, fosil yakıtlar en önemli etkenlerin başında geliyor.
Bizi de ilgilendiren konu bu. Bu konuyu düşünmek için geç kalınmış olsa da, zararın neresinden dönülse kârdır. Bu konuyu sürdüreceğiz. ■