Covid 19 ile birlikte bütün dünya sadece sağlık sorunuyla sınırlandırılamaz bir şekilde sosyal, siyasal, kültürel, psikolojik ama en çok da ekonomik olarak sorunlar yumağıyla sarıldı. Bu sorun sadece bizim ülkemizle de sınırlı değil. Gerçekten de bütün dünya bu nedenle çözümsüzlük içerisinde. Buna ek olarak bizi yakından etkileyen Ukrayna-Rusya savaşı çıktı.
Her bayram öncesi “bayram” eden otobüsçüler, sizler de iyi biliyorsunuz, kara kara düşünüyor. Ne yapmalı da insanların seyahat etmesini sağlamalı… Gazetemizin manşetinden başlayarak hemen her haberinde, her köşe yazısında neredeyse yer alıyor: Kur-tar-mı-yor! Doluluk oranı yükselmezse, bu bilet fiyatlarıyla, bırakın para kazanmayı, bu işi sürdürebilmek bile mümkün değil.
…yine aynı şekilde bayram alışverişi de sönük. Tek nedeni var: Ekonomik durum. Tüketici, tümüyle sıkıntı içerisinde. Esnaf da aynı durumda. Tam aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu…
Televizyon kanalları, “her yıl tıklım tıklım dolu olan otogarlar bu yıl bomboş” haberi yapıyor birbiri ardına. Ancak bu tür bir haberin hemen arkasından bir haber daha yayımlandı: Turizmciler sevinçli! Bayramda turistik tesislerdeki doluluk oranı tam kapasiteye ulaşmış. Yurtdışına gidenler de alabildiğine yüksekmiş.
Belli ki hedef şaşırtma haberi! Belli ki bir yerlere yaranmak gerekiyordu ve kanallar bu haberi hazırladı veya böyle bir haber servis edildi. Tamam, zorlu bir süreç geçirildi, kış da ağırdı, insanlar gerçekten açık havaya, küçük de olsa bir tatile ihtiyaç duyuyor… Ama bu koşullarda, otobüsler boşken (yani, eski bayramlarda olduğu gibi çok önceden biletlerin satılıp da ek seferlerin konulduğu gibi bir durum yok hâlâ), ekonomik kriz nedeniyle insanlar doğal gereksinimlerini bile karşılayamazken yapılan bu haber sadece “çıplak propaganda”dan öteye geçmez.
Tabii ki, tatile gidenler olacak ve otobüsler (uçak ve trenler de) dolacaktır. Tabii ki, yine bir hareketlilik olacaktır. Ancak bırakın eski yılları, geçen yılın o zorlu pandemideki bayramları bile daha hareketliydi, bunu göz ardı etmeyin.
Gelelim neler yapılması gerektiğine…
Ulusal ve uluslararası yolcu taşımacılığı sektörünün mesleki anlamda örgütlü olduğu bilinen bir gerçek; ancak bu örgütlülük, ne yazık ki, kağıt üzerinde sadece. Bir çözüm öneremeyen, tabanının giderek yükselen çığlığını duymaktan kaçınan mesleki örgütlerin, belki de taşımacılıkta bir şeyleri değiştirmesi için kolları sıvayıp yeni görüşler, yeni çıkış yolları üzerine çalışması gerekiyor. (Şimdi soranlar olacaktır: Söyle neler yapmalı, nedir çıkış yolu? Her gün her otogarda, her yazıhanede konuşulanların hemen hepsi birer çıkış yolu önerisi… Sadece birbirleriyle kaynaştırılarak hayata geçirilmesi, belli bir sisteme sokulması gerekiyor. Sonrası, genel sorunun bir parçası zaten.)
İyi bayramlar. ■