Büyükşehir belediyelerinin kurulması veya alanlarının genişletilmesine ilişkin kanunlar yürürlüğe girdi. Bunun, şüphesiz ki önemli sonuçları olacak. Zaten bu amaçla yapılmadılar mı? Bu arada, olumsuz sonuçları da olabilir… Peki, olumlu, olumsuz bu sonuçlara hazır mıyız?
Önemli sonuçları arasında ulaşım konusu da olacak. Karayolu Taşıma Kanunu, yolcu-yük, belediye içi-dışı tüm taşımalar için hazırlandıysa da diğer kanunların verdiği hak ve yetkiler nedeniyle belediye alanı içi yolcu taşımaları neredeyse tümü kapsam dışı. Neyse ki yük için bir ayrım yok.
Yetki büyükşehirlerde…
Gerek Karayolları Trafik Kanunu gerekse büyükşehir veya normal belediye kanunları; yolcu taşımacılığına ilişkin önemli yetkileri, bu kapsamda izin-yetki belgesi verme hakkını da belediyelere veriyor. İl boyutundaki büyükşehirlerde tek yetkili Büyükşehir Belediyesi oluyor.
İstanbul ve Kocaeli’nin büyükşehir belediyeleri öteden beri böyle olduğundan sorun yok. Ancak il boyutunda yeni kurulan veya alanı il sınırlarına genişletilen büyükşehirlerde bir geçiş sorunu var. Gazetemizin manşetinde de görüleceği üzere, bu önemli bir sorun.
Önceden duyurduk, ama…
Aslında büyükşehir yapılanmalarının yolcu taşımacılığına etkilerini 24 Şubat 2014 tarihli 127’nci sayımızda duyurduk. Özellikle Bakanlığın A1, B2-D2, B3-D3 belgeleriyle bu illerde önceden yapılabilen taşımaların artık yapılamayacağını belirttik. Bu kadar önemli bir konuda ‘çıt’ yok. “Sen artık Antalya ilinde, Muğla ilinde, Balıkesir ilinde iç taşıma yapamazsın, çalışamazsın” diyoruz, ses çıkmıyor. Biz yanılıyorsak belirtsinler, ama o da yok. Böylece, “yasa içi veya dışı biz işimizi hallederiz” mi diyorlar? O zaman, ceza yiyince “hep bizim üzerimize geliyorlar” dememeliler. Bana göre, Antalya’daki bir trafik polisi, hemen şu anda D2 belgesiyle, iliçi taşıma yapan otobüsü çevirip ceza yazmalı. Kanun böyle diyor. Aksi durumda idare, yani polis suçlu olur.
Ne yapılmalıydı?
Bu işin esas çözümü ilgili Büyükşehir Kanunlarına, bir geçici madde konmasıydı. Daha önce de belirttiğim gibi, büyükşehir belediyeleri, alanına yeni giren yerlerde önceden taşıma yapılmasına imkan veren yetki belgelerini belirli bir süre -örneğin Ekim 2014’e kadar- geçerli kabul etmeliydi. Ama bu yapılmamış. Peki, şimdi ne yapılabilir?
Yetkiyi ele alan her bir büyükşehir belediyesi, önceki belgelerin kendi alanında taşıma yapma hakkını bir süre için tanıyabilir. Bu, bir anlamda, kendi izin verme yetkisinin mevcut belgeleri tanıma şeklinde kullanılması demektir. İşin aslına bakarsanız, büyükşehir belediyelerinin Bakanlığın olumlu düzenleme ve düzenine sahip yetki belgeleri ile taşımacıların işlerine devam etmelerine hep izin vermesi gerekir. Ama nerede! Her belediye bu işten kendisine ve bazılarına ‘ekmek’, daha doğrusu rant çıkarmak için bundan vazgeçmez. Göreceksiniz, bize neleri nasıl yutturmaya çalışacaklar. Ben de, elimden geldiğince bunları yutmamaya, itiraz etmeye devam edeceğim.
Keşke olabilse…
Bu arada olumlu anlayışa sahip, Bakanlık düzenini takdir edebilecek belediyeler için Bakanlık da kolaylık yapmalı. Belediyenin izin vermesi halinde B1-D1-D4, B2-D2 ve B3-D3 gibi belgeler ve bunlara kayıtlı araçlarla iliçi taşıma yapılmasına olumlu bakmalı. Tabii, tarifelilerde Bakanlığın hat, güzergah, tarife, indirme-bindirme koşullarıyla çalışılacak. Bu taşımalarda KTY’nin 38, 39, 40, 42, 43, 44, 45, 51, 55, 56, 57, 58, 59 ve 60’ıncı maddelerindeki bazı şartların aranmamasına imkan verilecek. Keza tarifesiz taşımalarda gece seferini yasaklayan genelgeler gibi hususlar da aranmayacak. Zaten iliçinde bunlara uyan yok ya…
Farklı ulaşım anlayışı…
Aslına bakarsanız, bu belirttiğim düzeni kabul edip etmeme hususunu belediyelere bırakmamak, Bakanlık düzenini buralarda büyük ölçüde hakim kılmak konusu Kanunla getirilmeliydi, ama yok! Konu buraya gelince, benim ulaşımla ilgili büyükşehir anlayışımın farklı olduğunu belirtmeliyim. Büyükşehir belediyesinin gerçek anlamı ‘bütün il belediyesi’dir. Bütün il belediyesinin merkezinde gerçek anlamdaki büyükşehir vardır. Büyük veya küçük, sadece bu il merkezindeki taşımalar büyükşehir belediyesine bırakılmalıydı. Burası, yani merkez ilçeler dışındaki ilçelerin kendi aralarında veya merkeze yönelik taşımaları Bakanlık düzenlemelerine tabi olmalıydı. Buna belki merkez ilçeler dışındaki ilçelerin iç taşımalarının da bu ilçelere bırakılmasını eklemek mümkün olabilirdi.
Farklı büyükşehir anlayışı…
Aslında konu ulaşımla da sınırlı değil. Büyükşehir (bütün il) belediyesi mevcut tüm yetkilerini sadece merkezde kullanmalı. Bunun dışındaki alanlardaysa bazı yetkilere hayır! İmar, su, iliçi yollar vs. tüm ilde büyükşehrin, ama mezarlık, itfaiye, ulaşım vb. konularda merkezde olmayan ilçe belediyelerine yetki ve imkan verilmeliydi. Mevcudun mu, yoksa benim örenimin mi daha iyi olacağını zaman içinde anlayabiliriz.
Bakanlık devreye girmeli
Bu yazının hareket noktası büyükşehirlerin yeni alanlarındaki taşımalardaki yetki belgesi sorununa dikkat çekmek, çözüm örenmek idi. Bu önemli, ama geçici bir durum. Bir süre sonra, yeni belediyeler kendi belgelerini verecek ve sorun çözülecek. Peki, iyi çözülecek mi? Aslında hayır! Çok karmaşık, çapraşık bir çözüm olacak. 30 büyükşehirde 30 farklı anlayış! Yerelliğe evet, ama temel ilkeler, doğrular yok mu? Bakanlık bu alanda meydana gelebilecek olası yanlışları önlemek için devreye girmeli.
Gelecek hafta buradan devam edeceğim… ■