Bu yıl Cumhuriyetimizin 100’üncü. yıldönümünü 29 Ekim’de coşkuyla kutlayacağız. Cumhuriyetin ilanı Türkiye’nin İslam âlemi içerisinde çağdaş ve uygar bir ülke olmasını sağlayan en önemli unsur olarak öne çıkıyor. O günün ekonomik, sosyal ve siyasal koşullarında, Birinci Dünya Savaşının içinden çıkmış yoksul ve yorgun bir halktan Cumhuriyet yaratmak ancak Atatürk gibi dâhilere nasip olurdu.
Onun için, Atatürk dün vardı, bugün de var, yarın da olacak. Hep yaşatılacak, yaşatılması da gerekir. Cumhuriyeti ilan edenlerden çıkarılması gereken çok dersler var. Bugünkü siyasetçilerin de çıkarması gereken dersler var.
Atatürk, “yurtta sulh, cihanda sulh” demişti. İsrail Filistin savaşı karşısında İslam âlemi maalesef paramparça. İslam ülkeleri birbirlerinin haklarını korumaktan aciz durumda. Ortak bir açıklama yok.
Savaşa hayır barış hemen şimdi!
1930’lardan itibaren Filistinlilerin sattıkları topraklarda bir İsrail devleti kuruldu ve her adımda büyüdü. Bu, beni, bir bakıma acaba sıra Türkiye’ye mi geliyor diye endişelendirmiyor değil. Benim konum siyaset değil. Ama tecrübelerim, bilgim Ortadoğu’da bugün atılan adımlar sanki böyle bir his uyandırıyor.
Biz, toprak bütünlüğümüzü koruyalım. Terörle mücadeleyi devam ettirelim. Tamam, mazlumları koruyan adımlar, açıklamalar çok güzel. Orada yapılan zulmü biz de kınıyoruz. Ama savaşa taraf olarak bulaşmak Türkiye’nin çok aleyhinde olur.
Anadolu Otogarı ve Cep terminalleri
Temennimiz bir an önce bu sorunun çözüme kavuşması… Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, yurtta barış, dünyada barış anlayışını devam ettiren siyasi politikalar izlememiz gerekiyor.
Sektörümüzle ilgili olarak, geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bir toplantı gerçekleştirdik. Seçim süreçleri birtakım icraatların yapılmasını engelleyebiliyor. Özellikle Anadolu Otogarı, Beylikdüzü Cep Terminalleri, şehiriçindeki transfer terminalleri konularını tekrar gündeme getirdik. Turizm taşımacılarının şehiriçi faaliyetlerinde yaşadıkları sorunları da konuştuk. Toplantıya Sayın Utku Cihan ekibiyle beraber geldi. Ulaştırma Platformu kuruldu. Sadece 3 toplantı yaptık. Sadece konuşuyoruz, bir karar, bir icraat yok. Sayın İmamoğlu’nun Anadolu Otogarı konusunda bir adım atmasını bekledik, olmadı. Beylikdüzü’nde Cep Terminali yapılacaktı. Yer hazır. Hâlâ niye bekliyoruz, onu da anlamış değiliz. Oysa çok büyük bir yatırım da gerektirmiyor. Bunu biz de yapabiliriz. Toplantıda bunu teklif ettik. Buradan da bir kez daha yineliyorum: Bıraksınlar Beylikdüzü Cep Terminalini sektör olarak biz yapalım. Avcılar’da bir örnek transfer merkezi yapalım. Toplamda 26 tane transfer merkezi oluşturulması lazım. Bir örneğini yapalım ve seçimden sonra ihtiyaç kadar arttıralım. İstanbul bir ulaşım kimliğine kavuşsun.
Zaman kaybı hepimize zarar
Seçimden sonra atılacak adımlar en az iki yıl sürer. İşimiz zor. Allah yardım etsin. Bu arada Ataşehir, Dudullu bölgesinde terminal işletmeciliği yapan arkadaşlarımız, sorunlarını bize ulaştırsınlar. Onlara destek olmaya hazırız.
Turizm taşımacılarına “yol belgesi” nedeniyle ceza kesiliyor. Şunu unutmamalıyız ki, dijital çağda denetimler de çok kolay, eksikleri gidermek de… O zaman ceza kesilmemesi, işlerin aksamaması için herkesin yasalara uyması birincil yükümlülüğümüzdür.
Cumhuriyetimizin 100 Yılı kutlu olsun. Nice yüzyıllara! ■