Zorlu bir süreçten geçiyoruz. Sağlık tabii ki her şeyin başı, onun için önceliğimiz sağlık. Ancak ekonomi dibe vurmuşsa sağlık da pek işe yaramıyor, çünkü insanlar ekmek istiyor karnını doyuracak.
Bu girişten sonra, gündemdeki konulara girebiliriz. Egemen erk bir karar aldı ve AVM’ler açıldı. Kendilerince haklı gerekçeleri var(dı), ekonominin düze çıkması gerekirdi. Bu kararın alınmasına neden olan bir lobi çalışmasıdır. AVM sahipleri, oralarda dükkân işleten büyük firmalar bastırınca, Bilim Kurulu üyelerinin itirazlarına karşın, hiçbir önlem alınmadan şıpınişi açıldı hem de her yerde. Bilinçsiz insanlar kuyruğa girdi hemen, hatta “bir gezip görmek istedim de…” diyen bile oldu aralarında. Savunma hemen geldi: AVM kuyruğu değil ATM kuyruğu… Kimi kandırıyorsunuz?
Başka lobi çalışmalarını anlatmama gerek yok sanırım.
Ekonominin can damarı olan ulaşım ise hâlâ kısıtlı, hatta yasaklı. Neden ulaşım hakkı, serbest seyahat hakkı sağlan(a)mıyor? Çünkü ulaştırma sektörünün gerek sözü geçen insanları gerekse kurum ve mesleki sivil kuruluşları kendi işlerini umursamıyorlar da ondan.
Lafa gelince mangalda kül bırakmayanların, bu önemli ve bir o kadar da gerekli olduğu zamanda kulaklarının üstüne yatmalarını anlamak mümkün değil. Nakliyeciler ya da otobüsçü deyimiyle “kamyoncular” kontak kapatıyor ve haklarını sonuna kadar alıyor. Nerede o otobüsçünün hakkını koruduğunu söyleyenler? Bir türlü ayağa kalkıp da, “gerekirse kontak kapatırız” diyenler iş yavaşlatmaya bile yanaşmıyor.
Doğal olarak da yüzde 50 kapasiteyle, korsan taşımacılık yapanların arasından yolcu kapmaya çalışan otobüsçü kan ağlıyor. Yarın havayolu şirketleri de kazan kaldırır, yüzde 50 kapasitenin yetersizliğinden dem vurur, fahiş biletle bilet de satar… Otobüsçüler de ardından bakar, ağlar. Timsah gözyaşlarıyla hak alınmaz ama.
Turizm Bakanı, yurtdışı uçuşların açılabileceğini, turizm sezonunu başlatabileceklerini söylüyor. Bunun için Türkiye’nin koronavirüsten temizlendiğini, hastalık riskinin olmadığını söylemek yetmeyeceği için bir tanıtım kampanyası başlatılmıyor.
Sorular o kadar çok ve giderek çetrefilli hale geliyor ki, altından kalkmak değil altında kalmak mümkün ancak.
Sanayi üretimi durmuş, tarım da can çekişiyor… Bir şeyler yapmak gerekir. O bir şeyleri de tabandan gelecek taleplerle yukarıyı zorlayacak mesleki sivil kurumlar yapabilir.
Herkes bağlı olduğu mesleki kuruluştan talep etsin.
"Virüssüz ve sağlıklı bir bayram diliyorum". ■