Trafik kazaları; taşıtlara ve bunlarla trafik seyirlere ilişkin çok üzücü konular. Bunlarda kaza yapan yani suçlu olan sürücünün hem kendine hem de kazaya suçsuz olarak karışanlara karşı büyük sorumluluğu vardır. Burada, vicdanlı insanlar için acı oluşması ayrıca önemlidir. Özel araç sahiplerini bir tarafa koyabiliriz belki. Taşımacıların yaptıkları taşımalardaki kazalarda taşıdıklarına zarar vermesi ayrı bir sorundur. Hele bu taşınan yolcu, yani insan ise maddi ve manevi zararlar çok daha büyür.
Bu istenmedik durumu konuşmak, yazmak pek insanın içinden pek gelmeyebilir. Biz de böyle yapmış olabiliriz. Ama bu asla kazaları görmezden gelmek değildir. Zaten hiçbir vicdan bunu düşünemez. Görmezden gelmenin ötesinde bunu kanıksamak ve bu işin doğasında var deyip geçiştirmek dahi hiç insanca değildir.
Kanıksamak yanlıştır
Taşımacılığın en önemli yanı üzerinde durmak gerekir. Kazaların ve kayıpların arttığı dönemlerde bu başta gelen bir gerekliliktir. Son günlerde artan otobüs kazaları bizi bu noktaya getirmiştir. Söylediğim gibi kanıksamak ve görmezden gelmek büyük yanlıştır.
İkinci olarak kendimi pirüpak görmek ve her türlü sorumluluğu reddetmek de büyük hatadır. Kusurların kabul edilmemesi, olumsuz sonuçları ortadan kaldırmadığı gibi aksine tedbir almaya yönelik zafiyetler getirip acıları artırır. Bu nedenle taşımacılar kendilerine eleştirel bakmayı bilmeli başkalarınca yapılan eleştirileri dikkatlice izlemelidirler.
Otobüs kazalarına ilişkin tüm bilgilere erişebilme ve buna göre yorum yapabilme yeterliliğinde olmayı isterdim, ama değilim. Bu nedenle biraz el yordamıyla yapacağım. Bu dahi faydadan uzak değildir. Okuyanlar beğenmedikleri yanları atsalar bile biraz düşünebilirlerse bu bile yeterli...
Tarifeli ve tarifesiz seferler
Bilindiği gibi şehirlerarası ticari yolcu taşımacılığı tarifeli ve tarifesiz şekillerde yapılıyor. Tarifesiz seferlerde çalışan taşımacı ve araç sayısı çok daha fazla. Bu da onların toplam taşımalarının çok daha fazla olmasını getirir. Tabii, buna da bağlı olarak kaza sayılarının daha fazla olması beklenir. Gözlemlerime göre tarifeli otobüs seferlerindeki kazalar karşımıza daha çok geliyor. Tur otobüsleri daha yavaş çalışıyor, kış aylarında daha az çalışıyor gibi açıklamalar doğru olsa bile bu gerçeği değiştirmez. Bunun ötesinde tarifeli otobüslerin daha büyük olması kazalardaki kayıpların büyük olmasını açıklasa bile daha çok kaza yapmanın açıklanması için yeterli değildir.
İyi sürücü
Acaba tarifeli otobüsler niye daha çok kazaya karışıyor olabilir? Buna cevap verebilmek için kazalarla ilgili gerçekleri göz önünde bulundurmak gerekir. Kazalarda en önemli unsur insanlardır. Burada araçları kullanan sürücüleri kast ediyorum. Sürücü dışı kusurlar şüphesiz vardır, ama devede kulak gibi kalırlar. Mesela yollar. Şüphesiz ki bunlar da kusurlu olabilir, ama trafiğin yoğun olduğu yolların büyük bir kısmı bölünmüş yoldur. Bu da sollama gibi hatalardan kaynaklanan kazaları çok azalmıştır. Artık iyi sürücü daha az kaza yapma imkanına sahiptir. Hatta bu yollarda, başkalarının kusurlarında kazaya karışma durumu azaldığı gibi, bu kusurlara karşın dikkatli olup kendini koruma imkanları da vardır. Bunun için aracın ve sürücünün iyi olması yeterli ve gereklidir. İyi sürücüyü tanımlamak da kolay değil. Şüphesiz ki kendini temize çıkaracak her türlü belgeye sahip olmalıdır, ama yetmez. Çünkü aracı belgeler kullanmaz.
En önemli özellik: Deneyim
Aracın iyi sürülmesi için bu belgelerde bulunan yeterlilikler önemlidir, ama yetmez. En önemli özelliklerden birisi deneyimdir. Deneyim de araç kullanılarak kazanılacağına göre başlangıçta deneyimsiz olan sürücülerin de kullanılması zorunludur. Kaldı ki, deneyimli sürücü için bile her şey garanti demek değildir. Yine de odaklanacağımız şey sürücü. Ben sürücülerin yeterli süre gösterebilecek şekilde olmalarının sağlanmasını çok önemli görüyorum. Deneyimler önemli olsa bile taşımacının dikkatinin şoför üzerinde yoğunlaşması önde gelir. Tabii, en önemlisi ve her şeyin başı da şoförün meslek disiplinidir. Taşıdığı insanlara, çalıştığı firmaya, ailesine karşı sorumlulukları ve kendine saygısı gereği olarak direksiyona en iyi şartlarda oturma zorunluluğu duyması gerekir. Kişisel, ailesel ve işiyle ilgili problemleri dahi bunu değiştirmemelidir.
Sorumluluğunu bilme
Kimse, ‘daha az bilgili olan şoförden çok iyi şey beklemeyin, kazanamayan firmadan yüksek maaş verip şoför çalıştırmasını beklemeyin’ gibi çözümsüz konulara girmemelidir. Bu topu taca atmak olur. Şüphesiz ki, insanlar işlerinden memnun olmayabilirler, haklı da olabilirler. Ancak buna rağmen bu işleri yapmayı sürdürdükleri sürece bu işin gereği olan her türlü sorumluluğu taşımak, her türlü dikkati göstermek ve ellerinden geleni yapmak zorundadırlar. Bunun aksi yönündeki anlatım ve davranışların hiçbir açıklaması olamaz. Bir de tarifeli taşımacılar; şoförleri daha yoğun çalıştırma ve sefer sürelerini kısaltmak için daha çabuk sefer gibi politikaları asla benimsememelidir. Önümüzdeki yaz dönemi için tarifeli ve tarifesiz tüm taşımacıların şoför konusuna eğilmesi gerekir.
Aksi halde, şu anda yaşadığımız acıların sürmesi, belki de artması kaçınılmaz olabilir. Burada söylenenleri beğenmemiş olabilirsiniz; bu dahi sizi birazcık düşündürebiliyorsa, buna da bağlı olarak kazalar azaltılabiliyorsa bu yazının amacı gerçekleşmiş olacaktır. ■