Ağustos, özellikle son gidişlerin ve dönüşlerin başladığı bir ay, yoğun bir sezon yaşıyoruz. Bayram da eklenince yolculuk talepleri ciddi bir şekilde arttı. Firmalarımız D2-B2 yetki belgelerinden kiraladıkları araçlarla ilave seferler düzenliyor. Yaklaşık 10-12 bin ek sefer yapma imkanı olacak. Tabii, bayramın 9 gün olmaması, özellikle kamu ve bankalar gibi şirketlerde çalışanlar için bayram tatilini kısalttı. Ama bu şekilde belki daha farklı bir hareketlilik olacak. Kimi daha kısa tatil yapacak, kimi tatilini uzatıp daha sonra dönecek.
Firmalara ve kaptanlara
Otobüs firmalarımızın, kaptanlarımızın dikkatli olmaları çok önemli. Son iki bayramdır ‘kaza olmadı’ diyeceğimiz bir dönem yaşadık. Her şeyi devletten beklemeden, firmaların kaptanların dinlenmiş olmalarına, otobüs bakımlarının yapılmış olmasına bakmaları gerekiyor. Sürücülerimizin de trafik kurallarına uymaları lazım.
İstanbul-İzmir Otoyolu
Bütün vatandaşlarımıza iyi bayramlar dileyerek, İstanbul –İzmir Otoyoluna değinmek istiyorum. Son 15 yılda çok ciddi yatırımlar yapıldı. Bölünmüş yolların getirdiği konfor ve zaman avantajları otobüs yolculuklarını cazip hale getirdi. İstanbul-İzmir Otoyolu’nun yapımı, Osmangazi Köprüsü, Manisa Tüneli ile İzmir yolculukları otobüsle keyfe dönüştü. Başta Sayın Cumhurbaşkanı, Ulaştırma Bakanı’na, Sayın Binali Yıldırım’a ve emeği geçen, katkısı olan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Ancak aynı karar vericilerden bir de şunu bekliyoruz... Otobüs işletmeciliği bu otoyol ve köprülerin maliyet yükünü kaldıramaz. Tek dingilli arabalarda 205 lira, çift dingilli arabalarda 285 lira, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü de ilave ettiğinizde İzmir’e tek dingilli arabaların gidiş-dönüş yol masrafı 1040 lira, çift dingilli arabaların 1380 lira. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu maliyetlerle kazaları önleyemezsiniz, sosyoekonomik çöküntüleri önleyemezsiniz, sürücülere verecek paranız kalmaz. Ağır çalışma şartları beraberinde gelir. Bir seferde 1380 lira ödeyen bir otobüs yola ve köprülere yaklaşık 40 bin lira kadar ödeyecek. Böyle bir para yok.
Yollar cehennem olmasın
Otobüsler toplu taşıma yapıyor. Dünyanın her yerinde otobüslerin geçiş önceliği var, kolaylıklar var. Almanya başta olmak üzere, otobüsler toplu taşıma yaptığı için otoyolları para ödemeden kullanıyor. Sektör mensuplarımızın “İstanbul-İzmir Otoyolu’nu protesto edelim, bu yoldan geçmeyelim” yönündeki söylemleri dile getirdiklerini duyuyorum. Ancak bu tepki erken olur, biz görüşmeleri yapalım diyoruz. Bu yolları otobüsçüye cehennem yapmasınlar. Bu paralar ödenebilir miktarlar değildir. İki sene önce Osmangazi Köprüsü 105 lira idi. Şu anda 285 lira. Bu kabul edilebilir değil. Bu otoyollara zaten geçiş garantisi veriliyor.
Bu ücretlerle bu yollar kullanılamaz
Bu yollar tercih edilmeyecekse yapılmasının ne anlamı var? Bu otoyol ve köprülerin maliyetini bilet fiyatlarına da yansıtmamız mümkün değil, hele bu ekonomik koşullarla. Zam yapmamız yolculuk talebini öldürmek anlamına gelecektir. Özel otomobiller için de pahalı olan bu yollarda insanlar toplu taşımaya yönelecek, siz de zam yapacaksınız... O zaman seyahat isteği kalmayacak. Bu yolların kullanımı düştüğünde devletin ödeyeceği para artacak, açık büyüyecek. Bu yolları ben kullandım, hakikaten çok güzel. Bu yolları seyahat ederken cennet, para öderken cehennem haline getirmeyelim. Otobüsçüler başka yola gitmesin, kazalar da azalmışken bu yolları kullanalım.
İkinci baharı yaşayacak denirken, otobüsçüler baharı görmeden sonbaharı, hatta kışı yaşamaya başladı. Otobüsçülerin bu yolu kullanmaları için teşvik edecek bir fiyatlandırma oluşturulsun. Bir seferde 10 yolcunun parasını otoyola verdiğinde, şoföre verecek para kalmaz. Aracına bakım yapacak parası olmaz. Otobüsler yanar da, kazalar da olur. Şoförler dinlenemez. Birçok sosyoekonomik çöküntü yaşanır. Biz yapılan yollar için teşekkür ediyoruz. Ancak bu yolların maliyetini zamana yaymak, işletme süresini uzatmak da çözüm olabilir. Buradan tüm karar vericilere sesleniyoruz. Otobüs toplu taşıma aracıdır ve desteklenmelidir.
Otobüs yangınları
Otobüs yangınları ile son üç dört yıldır karşılaşmıyorduk. 10 numara yağ kullanımı denetimlerle gündemden düştü derken, şu son ölümlü otobüs yangının nedenine dair bilirkişi raporu açıklanmadı. Kahve makinesinden olduğu söyleniyor. Herkesin elini taşın altına koyması lazım. Bayramdan sonra tüm tarafların katılacağı bir toplantı yapılması konusunda çalışma yürüteceğiz. Personelin acil durumlarda neler yapmaları gerektiği konusunda ciddi bir eğitime ihtiyacı var. Yolcuların da eğitilmesi gerekiyor. Her seferde acil durumlarda neler yapılması gerektiği, uçakta olduğu gibi anlatılabilir. Üretici firmalar da yangın sırasında kapıların otomatik olarak açılması için çalışma yapmalılar. Sol tarafta tahliye kapıları olabilir. Yolcuların hızlı bir şekilde tahliye edileceği tahliye camının olması da bir çözüm olabilir. Otobüs kaptanlarına ve araç personeline ilk yardım eğitimleri verilmesi ve onların özlük haklarının da yükseltilmesi, layık olduğu maaşları alması gerekiyor. Sıcak ikramların kaldırılması konuşuluyor. Bunu bir zorunluluk haline getirme çabası doğru değil. İsteyen kaldırsın, ama bu hizmeti vermek isteyen de versin. Çözüm doğru yolları bulmak. Bayramdan sonra Sanayi Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Ulaştırma Bakanı ile bir araya gelerek bu sorunların çözümüne yönelik taleplerimizi ileteceğiz.
Bayramınızı tebrik ediyor, hayırlı yolculuklar diliyorum. ■■