Bu hafta gazetemizin manşetinde kentiçi ulaşımda tek çarenin toplu taşıma olduğu yönünde bir görüş veya konu bulunuyor.
Uluslararası Toplu Taşımacılar Birliği’nin (UITP) desteğiyle İzmir’de düzenlenen bir toplantı bu konuyu ele almamıza neden oldu. Bu vesileyle ben de konuyla ilgili kişisel düşüncelerimi aktarmak gereğini duydum.
Acaba Uluslararası Toplu Taşımacılar Birliği adı içinde geçen “toplu taşımacılar” kimlerdir? Bundan daha da önemlisi, kimler toplu taşımacı sayılıp böyle Birliğe üye olabilme veya toplu taşıma yaptığı kabul edilip varsa buna ilişkin imkan, kolaylık ve teşviklerden yararlanabilecek?
Toplu taşıma nedir?
Adı üzerinde, “toplu” olacak. Savaşlarda kullanılan toplara sahip olmak veya futbol, basketbol, voleybol gibi çeşitli sporlarda, farklı da olsa bunlardan birisinin oyun aracına sahip olmak toplu taşımacı olmak için yeterli olabilir mi? Hatta taşıma aracına böyle bir topun konması taşımayı da toplu yapabilir mi? Ama bizim konumuz bunlar değil.
Bu anlamda bir taşımanın toplu olabilmesi için faydalanan insan sayısının birden fazla ve/veya yeterli olması gerekiyor. Her ne kadar toplumsal suç vs. konularında birden fazla kişinin iştiraki toplu, örgütlü suç vs. durumlarını oluşturuyorsa da birden fazla -örneğin iki kişi- toplu taşıma olmaya yetmiyor. Öyle olsaydı tek kişilik bisikletlerin ötesindeki iki kişilik bisikletler dahil tüm taşıt ve taşımalar toplu olurdu. Tabii, tüm otomobiller de.
Ne kadar büyük, o kadar iyi
Madem alttan bir sınır bulunamadı, konuya üstten yaklaşalım. Birkaç bin yolcu ve mürettebatı olabilen transatlantiklerine toplu taşıma aracı olduklarından şüphe edilemez.
Biraz daha küçükleri 300-500 kişilik vapurlar, büyük uçaklar, çok vagonlu tren dizileri de toplu sayılmak zorunda. Peki, 50-100 kişilik hava, deniz ve demiryolu araçları toplu taşıma mı, değil mi? Eğer değilse pek çok taşıtı dışlamış oluruz. Çok büyük taşıma talebi olmayan yerlerde de toplu taşıma hiç gündeme gelmez, bu durumda.
Daha küçük taşıtlar
Peki, 50 kişinin altındaki taşıtlar toplu taşıma aracı mıdır? Eğer değilse bazı büyük otobüsler dışındaki hemen hiçbir karayolu taşıtı toplu taşıma içine girmeyecek. Tabii, karayolu dışındaki diğer taşıtların da önemli bir kısmı yine toplu taşıma sayılmama durumunda olacak.
Kentiçinde durum
Gerek uzak mesafe gerekse kentiçi deniz taşımacılığı deniz imkanlarıyla sınırlıdır. Bazı hava veya havai sistemler de kentiçi anlamı olsa da öyledir. Geriye özellikle kentiçinde kara ve demiryolu sistemleri kalıyor. Tabii, bunlarda kapasite mukayesesi yaparsanız genelde demiryolu daha büyük kapasiteli… Peki, kapasite veya diğer nedenlerle karayolu taşıması kentiçi toplu taşıma aracı mıdır, değil midir?
Karayolu düşmanlığı
Özellikle de kentiçi sorunların çözümü için toplu taşıma diyenlerin hemen hiçbiri bu kapsamda otobüsçülüğün geliştirilmesini savunmak, hatta savunamaz. Savunanlar da dışlanır, ayıklanır, ilkel bulunur. Halbuki karayolu hayatın gerçeğidir. Görün, bunun özel bir uygulaması olan Metrobüsü! Bakmayın, sorunları vs. çözmedi eleştirilerine; bana göre kusursuz değil ama çok da başarılı. Raylı sistem hatları hep kusursuz mu? Bir raylı hat bütün sorunları bitirmeye yetiyor mu? Otomobillerin yarattığı sorunlara sesi çıkmayanlar otobüslerin hatalarını öne çıkarıyorlar.
Toplu taşımanın diğer konuları
Evet, taşıtın büyüklüğü önemli. peki, 9 ve üstü kapasiteli minibüs cinsi küçük otobüsler toplu taşıma aracı mıdır? Eğer değil diyorsanız, aynı büyüklükteki hava ve deniz araçlarını da toplu taşıma aracı saymamanız gerekir.
Bir başka konu, aracın büyüklüğü yanında doluluğu… Büyük bir taşıt, küçük doluluklarla sefer yapıyorsa bu taşıt toplu olsa bile yaptığı taşıma toplu olamaz. Dolayısıyla doluluk da önemli. Tabii, yasaklamayla sağlanacak doluluklar hariç.
Ticari olan-olmayan taşıtlar
Bir başka konu da taşıma aracının ve tabii taşımanın ticari olup olmaması… Ticari olmayan taşıtların büyük olma durumu, özel büyük uçak, vapur-yat, tren, otobüs vs. pek azdır. Cumhurbaşkanları, başkanlar, krallar, kraliçeler, çok zenginler vs. için bunlar olabilir. Özel olan taşıtlar, bunlar dışında toplu değildir ve toplu taşıma imkanlarından da faydalanmamalıdır. Bu arada aynı büyüklükte iki araçtan ticari olan, ticari olmayandan daha fazla taşıma hizmeti verebilir. Özellikle ticari taksi (otomobil) dolmuş vs.lerin dolulukları da düşünüldüğünde bir seferde 3-4 hususi otomobilin günde 3-500 otomobilin yaptığı taşımayı yaptıkları görülür.
Çarpıklık!
Ülkemizde “toplu taşıma” diyen çevreler net konuşmalı. Sadece raylı taşıma mı, karayolu da toplu taşıma yapabilir mi? Aynı büyüklükteki iki araçtan diğeri toplu taşıma sayılıp karayolu olmayan sayılmayabilir mi ve en önemlisi hiçbir toplu taşıma yanı olmayan ticari taşıma yapmayan dolulukları düşük, hususi deniz ve hava taşıtları devletin sağladığı başta vergisiz akaryakıt olmak üzere her türlü kolaylıktan faydalanırken daha büyük kapasiteli, daha iyi doluluklu, ticari nitelikli, üstelik de diğer bazılarından daha çevreci olan otobüsler -kentiçi veya kentdışı- niye hiçbir kolaylıktan faydalandırılmazlar? Hatta bunlar niye kapasitesi yetmeyen Boğaziçi Köprüsü gibi imkanlardan şehirlerarası otobüsler faydalandırılmaz da buralar küçük kapasiteli, düşük doluluklu, ticari olmayan özel otomobillere tahsis edilir? Üstelik de toplu taşıma yanlısı çevreler bunlara hiç ses çıkarmaz.
Ne de olsa toplu taşımayı savunan etkin çevrelerin de otomobilleri… pardon arabaları vardır. Bastın mı gaza, gider mi gider!
Bu anlayış değişmedikçe toplu taşıma demeye, toplu taşıma olmamasının sorunlarını yaşamaya daha çoook devam ederiz. Kimse “ama otobüsler…” diye başlayan cümle kurmaya kalkmasın. Bunu yapanlar, okulsuz maarif bakanı olabilirler.