Bu haftaki yazımda servislerde plaka tahdidine ilişkin özel ve önemli bir konu üzerinde duracağım. Aslında öğrenci-personel servisi veya küçük araç (minibüs)-büyük araç (otobüs) ayrımı olup olmaması gibi konular da var.
Bir otobüs firması, yolcularını şehiriçine ücretsiz taşımak için plaka tahdidi kapsamındaki bir aracı kullanmak zorunda mıdır, yoksa tahdit dışındaki bir araçtan faydalanabilir mi? Soru bu.
Temel kavramlar
Karayolunda yük-yolcu taşıması, yükte kamyon-kamyonet ve yolcuda otomobil-minibüs-otobüs gibi taşıt ayrımları var. Bunun ötesinde, taşıtlar mülkiyet bakımından devlete (kamuya) ait olanlar ve olmayanlar (gerçek veya tüzel kişilere) ait olanlar şeklinde ayrılabilir. Mülkiyeti kişilere ait olanlar ise ticari amacı olanlar veya olmayanlar şeklinde bölümlendirilebilir. Böylece ticari, hususi ve resmi araç kategorileri doğmakta… Ayrıca UDH Bakanlığı hem hususi hem de resmi araçları, yani ticari amacı olmayan tüm araçları kapsayan bir tanım getirdi: Özel araçlar.
Taşımalar da tıpkı taşıtlar gibi amaçlarına göre ikiye ayrılabilir. Para kazanma amacı olup olmadığına göre ticari ve ticari olmayan taşımalar. İşine giden bir insan bile kazanç amacı güdebilir. Bunu bir yana bırakırsak, taşımalarda dolaylı kazanç söz konusu olabilir mi?
İşletmelerin ihtiyaçları
Bir işletme, amaçlarına ulaşabilmek için insan gücüne ve çeşitli girdilere ihtiyaç duyar. Keza ürünlerini de piyasaya sunmak ister. Bunlar için de taşıma gerekir. Peki, bu kişi bu taşımaları bir ticari yolcu veya eşya taşımacısına yaptırmak zorunda mı? Yoksa sadece kendi ihtiyaçlarıyla sınırlı, sonuçta kazanca yönelen, ancak doğrudan para kazanmadığı taşımalar yapabilir mi? İşte, bu türden taşımalar da söz konusu.
Bazı örnekler
Bilindiği gibi tüm yük taşımaları ile belediye alanı dışındaki yolcu taşımaları UDH Bakanlığı yetkisinde. Bakanlık, yetki alanındaki doğrudan ticari taşımalara belge verdiği gibi kendi taşımalarını kendisi yapmak isteyenlere de özel belge veriyor. Bunlar, yük taşımacılığında C1 ve K2; yolcu taşımacılığında ise B3 ve D3 belgeleri… Hiç ticari amacı olmayan hususi taşıt ve taşımalar zaten belgeye tabi değil.
Belirtilen bu taşıma ayrımları aynen kentiçinde de geçerli olmak durumunda. Yani doğrudan ticari olmayan taşıma yapma hakkı belediyelerce de tanınmak zorunda. Zaten Bakanlık, bu belgeleri belediye alanını da kapsayacak şekilde vermişti.
Ticari olmayan ticari taşımalar
C1 ve K2 belgelerinde kendi esas iştigal konusu ile ilgili eşya taşımacılığı yapılmasından söz ediliyor. Bunun kapsamında hammadde ve yari mamullerin işletmeye ve ürünlerin pazara taşınması olmak zorunda.
B3 ve D3 belgelerinde ise kendi esas iştigal konusu ile ilgili personelin taşınmasından söz ediliyor. Bunun kapsamında da kendi personelinin ev-işyeri taşımaları ile kendi işyerleri arasındaki taşımalar mutlaka bulunacak. Yani işletme sahibi personelin taşınma hizmetini birinden satın alabileceği gibi kendisi de yapabilir. Peki, ya ötesi?
Ücretsiz servisler…
Peki, işyerinden mamul veya hizmet alacak müşterilerin ev-işyeri arasındaki doğrudan ticari olmayan ücretsiz taşımalar ne olacak? Bugün pek çok alışveriş merkezi, otel, hastane, diyaliz merkezi müşterilerini bulundukları yer ile işyeri veya gitmek istedikleri yer arasında ücretsiz taşıyor. Keza şehirlerarası otobüs firmaları da yolcularını ücretsiz olarak kent içine ulaştırıyor. Bu taşımalar bir başkasına, yani ticari bir taşımacıya yaptırılmak zorunda mı, yoksa yukarıdakiler gibi bunlar da gerekli şartlar sağlanarak kendileri tarafından taşınabilir mi? Kanaatimce bu hak, şüphesiz olarak vardır. Bu kapsamda bir okul da kendi öğrencilerini başkalarının taşıması yerine kendisi taşıyabilmelidir. Bunun tek şartı bir ücret talep edilmeden uygun belge veya izinli taşıma yapılmasıdır.
Hangi taşıtlar?
UDH Bakanlığı, ticari taşımalarda ticari araç kullanılması zorunluluğunu getiriyor. Bunların özmal veya kiralık ticari araç olması mümkün. C1, K2, B3 ve D3 gibi belgelerle yapılan ticari olmayan kendi taşımalarında ise kullanılacak taşıtların ticari olması mümkün ama zorunlu değil. Yani özel/hususi kayıtlı araçlar da belgeye kaydettirilerek bu türden taşımalarda kullanılabiliyor.
Tahdide gelince
Bilindiği üzere, plaka tahditleri sadece ticari taşımalarla ve ticari taşıtlarla sınırlı. Bir kimsenin doğrudan ticari amaç gütmeyen taşımalarda kullanacağı araçlara tahdit getirilmesi düşünülemez. Kişi, ne kadar araca ihtiyaç duyuyorsa o kadarını temin edebilir. Zaten özel/hususi olabilen bu araçların tahdidi mümkün değildir. Bilindiği gibi ticari işletmelerin kendi işleri için kullanacağı otomobiller tıpkı diğer özel otomobiller gibi bir belgeye tabi değil. Yani bunlar da bırakınız tahditli taksi plakası, herhangi bir belge dahi gerekmiyor. Otomobil dışındaki özel/hususi yolcu taşıtlarının belgeye tabi olma durumu pek net değil. Özel amaçlarla kullanımlarında bir belge aranamaz, ancak dolaylı ticari kullanımlarında belge aranabilir. Bu belge de taşıtların tahdidi anlamında değerlendirilemez.
Ücretsiz yolcu servisleri
Otobüs firmaları, yolcularına başkalarının ticari araçlarıyla ücretsiz taşıma hizmeti verebilirler. Bu durumda servis aracı için otobüs firması tarafından ödeme yapılması ve bir kazanç söz konusu olup tahdit getirildiğinde bu araç da tahditli plakaya sahip olmalıdır. Ancak firmalar isterlerse kendi araçlarıyla tahditli plaka gerekmeksizin bu hizmeti verebilirler. Otobüsçüler bunu dikkate alarak seçimlerini yapmalıdırlar. Şayet varsa ücretsiz serviste kullandıkları araçlarının plaka tahdidi kapsamına alınıp plaka rantı kazanmak isterlerse bundan sonra kendileri de hizmetlerini bu türden araçlardan yüksek bedelle almak zorunda kalırlar.
Son cümleler…
Bir taksici, bir özel otomobile diyemez ki ‘sen, bununla gitmeyecek, para ödeyerek benden faydalanacaksın’. Bu araç bir ticari firmanın otomobille yaptığı taşıma için de aynıdır. Bu araçlarda profesyonel sürücü kullanılması da durumu değiştirmez. Aynı şekilde bir ticari işletmenin -ki okul da dahil- kendi ihtiyacına yönelik doğrudan ticari olmayan, yani taşınan kişiden para alınmayan taşımasını başkasına yaptırma yerine kendisinin yapması haktır. Para kazanma dahil hiçbir gerekçe bunun tahditli plaka ile yaptırılması zorunluluğunu getirmez. Plaka tahdidini savunanlar bu gerçeği bilmeli, plakalarını herkese dayatamayacaklarını düşünmeli, hatta plaka tahdidi sonucu pahalı sunacakları taşıma hizmetleri yerine böyle bir tehlikenin kendilerini beklediğini bilmelidirler. Plaka tahdidi hakkı verecek olan yetkililer de insanların kendi taşımalarını kendilerinin yapması hakkına saygı duymalı, bunun korunmasına özen göstermelidirler. Aksi halde zaten insanların plakaya rant ödemeksizin ticari taşıma yapma hakkının gasp edildiği plaka tahdidi düzeni hepten ‘köprüden geçenden beş, geçmeyenden on akçe alındığı’ zorbalık düzenine döner. ■