Karayolu Taşıma Kanun ve Yönetmeliğine göre tarifeli taşımalarda kalkış-varışların bir terminalde yapılması esastır (bir yerin terminal sayılıp bu kapsamda kalkış-varışlarda kullanılması için yetki belgesi de olması gerekir).
Burada “zorunludur” denmeyip “esastır” denmesi 1997-1998’deki Kanun hazırlığı ilk çalışmalarında tarafımdan önerilmiş olup, bunun istisnaları olabileceği içindir. Bu istisnalar üzerinde duracağız.
Hiç terminal bulunmaması
Bu durumda ilgili mahalli makamlarca bir yer gösterilecek, bu yer için mülki veya mahalli makamlardan resmi yazı alınacak ve bu yer taşımacılarca kullanılacaktır. Eğer bu makam belediye olursa taşımacı, terminali yapmayan makama teslim edilmiş, terminal yapmamaktan ötürü belediye bir şey kaybetmemiş olur.
Terminalin yetki belgesi yoksa
Bir yerde terminal bulunmakla birlikte yetki belgesi olmaması halinde bu terminal Bakanlıkça ‘yok’ sayıldığı için birinci husus geçerlidir. Bu durumda taşımacının, yetki belgesi almayan veya yetki belgesi için gerekli şartları gerçekleştirmediğinden dolayı belge alamayan belediyeye mahkum edilme anlamı olursa, kusurlu belediyenin suçu yanına kâr kalacaktır.
Taşımacıya yer verilmemesi
Belgeli terminalin yetersiz kalması nedeniyle taşımacıya yer veril(e)memesi veya yer olduğu halde bir taşımacının taşımasını engellemek amacıyla ona yer verilmemesi hallerini içeren (buna yetki belgesiz terminalde yer verilmemesi de dahildir) bu durumda Yönetmelik (tam olarak böyle ifade etmese de) terminalin bulunmaması halinin uygulanacağını ifade etmektedir ki yer vermeyen bu kurum, belediye veya belediye adına işleten terminalci olursa adı geçen yasal belgenin belediyeden alınmasının söz konusu olması, yine taşımacıyı suçluya mahkum etmek olur. Bu nedenle bu makam her durumda belediyenin dışında valilik olmalıdır. Belediye sadece hiç terminalin bulunmadığı hallerde adı geçen belgeyi verebilmelidir.
Terminali beğenmeme…
Özellikle yer vermeme hali üzerinde ayrıca durulması gerekir. Zira burada yer verme-vermeme tartışması söz konusu olabilir. Önce şunu belirtelim ki mevcut yetki belgeli bir terminali beğenmeyen bir taşımacı için burayı kullanmama hali yer verilmemiş gibi hak arama durumunu doğurmaz. Dolayısıyla yer verilmediğine ilişkin bu belgenin idari makamlarca mutlaka aranması gerekir. Belki de beğenmeme hali de düşünülüp Yönetmeliğe konabilir.
Diğer sorular…
İkinci olarak yer verip vermemenin anlamı netleştirilmelidir. Yer verme ifadesi, taşımacının kendisine veya kendi belirlediği bir acentesine taşımacının istediği bedelle bir bilet satış yeri verilmesini de kapsar mı kapsamaz mı?
Uygun bilet satış yeri gösterilmeyerek terminal işletmecisinin veya onun belirlediği bir acentesinin komisyon usulü acentelik yapması dayatılabilir mi? Keza bir kişinin taşımacılığını engellemek amacıyla yüksek bedelli bilet satış yeri sunularak yer vermeme durumunun doğmadığı iddia edilebilir mi? Bana göre olamamalı.
Peki, her isteyene istediği bedelle terminalde yer mi verilecek? Oradan kalkmak istemeyen, orayı beğenmeyen kişi ‘istediğim şartlarda yer verilmedi’ diyerek başka yerden kalkma hakkı talep edebilir mi? Bana göre yine, hayır.
İki davacıya da ‘evet, haklısın’ diyen Nasrettin Hoca gibi oldum. Böyle diyen karısına, ‘sen de haklısın’ dediği gibi; beni eleştirenlere de ‘sen de haklısın’ diyorum.
Terminal hak mı, zorunluluk mu?
‘Her taşımacı terminalcinin istediğini verip, oradan kalkmak zorundadır’ mı diyeceğiz, yoksa ‘her terminalci taşımacının verdiğine razı olup ona bilet satış yeri, hakkı veya imkanı sağlamak zorundadır’ mı diyeceğiz?
Yönetmelik (60.2) ‘taşımacının kendisi veya acentesi terminale bağımsız olarak veya birlikte (özünde terminalin bir kısmına) sahip olmak veya bunu kullanma hakkına sahip olmak zorunda’ diyor. Bu ne demek? Bir yeri veya kullanım hakkını alacaksın veya bu hakka sahip birini acente yapacaksın; başkaca yolu yok. Yani bu işi yapmak istiyorsan bu yerin veya acentenin olası yüksek bedellerine katlanacaksın. ‘Pahalı dahi olsa imkan veriliyorsa’ haline de razı olacaksın. Kalkıp da ‘ben ayrı yer istiyorum’ diyemeyeceksin.
Görüldüğü gibi hayli karmaşık bir konu. Görünüşe aldanıp ‘her şey Yönetmelikte yazılı’ demek gerçekte sorunları çözmüyor. Ek açıklamalar üretilmek zorunda. Örneğin, biletini şehiriçindeki noktalarda satan/sattıran bir taşımacı terminalcinin yüksek bedelli yer veya acentelik hizmetlerine katlanmaksızın sadece diğerlerinin ödediği çıkış ücretini ödeyerek niye terminali kullanamasın? Hatta bu, terminalcinin istediğini vermeyen taşımacı için de zorunlu olabilir.
Her iki tarafın menfaatlerinin dengelenmesi gerekiyor. Terminallerde rekabet de mümkün olamayacağına göre bunu mevzuatla netleştirmek önemli. Bir de terminalcilerin dayatmalarını sınırlamak için ticari olmayan özel terminal işletmeciliğini kolaylaştırmak önemli.
Terminalleri özelleştirmek de çok hassas bir konu. İşletmeyi özelleştirenler, hatta mülkiyetini satanlar; taşımacıları düşünmeden kayıtsız şartsız, en yüksek bedeli almaya bakıyorlar. İşletmeci de bu parayı çıkarıp kendini kurtarmaya çalışıyor.
Yazarken ve konuşurken dil birliği de önemli. Bazıları yetki belgesiz yerlere de terminal derken bazıları bilet satış noktalarına da terminal deyiveriyor. Üretilen yeni kavramlar ise işi daha da zorlaştırıyor. Örneğin, cep terminali; ne olduğu belli değil. Cep terminali diye nitelenen yerler cebe girmediğine göre, cep terminali de olamazlar.