Otogar çıkış ücretleri, şehirlerarası düzenli/tarifeli yolcu taşımacılığının en çok konuşulup yazılan konularındandır. Önceden gündeme gelip unutulan bazı konuların yeniymiş gibi sunulduğu da olur. Bu kapsamda, bundan 10-15 yıl önce konuşulan bir konunun yeniden gündemde olduğunu görüyoruz: Otogar çıkış ücretinin otobüsün seferindeki bilet ücretiyle ilişkilendirilmesi veya bir bilet ücreti kadar otogar çıkış ücreti alınması.
Otogar ücreti gündemi
Otogar ücretlerine ilişkin düşüncelerim: Birincisi, alınan ücretin yüksekliği veya düşüklüğüne ilişkindir. İkincisiyse, bunun düşüklüğü veya yüksekliğini gündeme getirmeksizin adalet sağlamaya çalışmaktır. Bazen bu ikisi birden gündeme gelebilir. Otogar çıkış ücretinin bir bilet bedeli kadar olması, ücreti yükseltmek veya düşürmek iddiası taşıyor mu, bilemem. Bu şekilde, ücret bazı hatlar veya otogarlarda ücreti düşürürken bazılarında yükseltebilir. Bunun ötesinde, bunun adil olduğunu iddia etmek mümkün. Acaba öyle mi?
Otogar tavan ücreti
Otogar ücreti ile ilgili eleştirilerde sık sık tavan ücretin uygun olmadığı veya buna uyulmadığı ifade edilir. Bunun uygun olmadığına ben de katılıyorum. Çok çıkışın olduğu büyük otogarlarda daha yüksek ücret alınması kabul edilemez. Ölçek ekonomisi düşünüldüğünde tersi olmalıdır. Günde 5-10 aracın çıktığı yerlerde düşük çıkış ücretiyle maliyet karşılanabilir mi?
Bundan öteye, halen yürürlükte olan bir tavan ücret yok ki buna uyulsun. Bu nedenle isteyen otogar, istediği ücreti belirleyip Bakanlığa bildirerek uygulayabilir.
Saç tıraşı kaç para?
Bir berberde saç tıraş ücreti neye göre olmalıdır veya olabilir? Ben aklıma gelenleri sayayım: kesilecek saçın uzunluğu, sıklığı, kafanın tamamını kaplayıp kaplamaması, kafanın büyüklüğü, istenen tıraşın şekli gibi pek çok şey akla gelebilir. Hepsinin de savunulacak yanı vardır. Bir de şu söylenebilir: Tıraş olanın geliri. Bu da sosyal gerekçelerle savunulabilir. Bakıyoruz ki uygulama hiçbiri değil. Her berberin tek bir fiyatı var. Bunun nedeni uygulama kolaylığı. Tıraş olanın ekonomik gücüne bakılsa, bu nasıl bilinip belgelenecek? Gelir mi esas alınacak, yoksa servet mi?
Araba vapuru ücreti
Bir araba vapuru veya feribotta taşıtın ödeyeceği ücret için değişik ölçüler kullanılabilir. Taşıtın boyu, genişliği, yüksekliği, kapladığı alan (boy X genişlik), kapladığı hacim (alan X yükseklik), dolu veya boş olması, dolu ise toplam ağırlığı gibi ölçülerin hepsi de mantıklı olabilir. Bunları otopark, köprü veya yol ücreti için de düşünmek mümkündür. Yol ve köprülerde taşıtın vereceği zarar dingil ağırlığıyla ilgili olduğundan buna göre ücret daha makul olabilir. Peki, taşıt sahibinin veya taşıtın gelirine göre ücret düşünülebilir mi? Belki evet, ama hiç de uygulanmıyor.
Otogarda durum
Otogardaki tüm taşıtlar, buradan park hizmeti alırlar. Bunun ücreti yukarıda tartışıldığı gibi olabilir. Ama sadece tarifeli seferler için söz konusu olan çıkış ücreti farklı. Otogardan bu amaçla faydalanan otobüs, belli bir yerde (peronda) özel bir park hizmeti alır. Bu esnada da yolcular iner veya biner. İnecek veya binecek yolcular da otogar sınırlarıyla otobüs arasındaki alanı kullanırlar. Hepsi de bu. İndirme bindirme hizmetinde kaç yolcunun faydalandığı önemlidir. Bunun için de otobüsün büyüklüğü ölçü teşkil edebilir, ama bu da net değil. Otobüsün ebatları mı esas alınacak, koltuk adedi mi? Bana göre koltuk adedi daha önemli, ama koltukların dolu olup olmaması da önemli değil mi? Bunun tespiti nasıl olacak? Transit geçilen yerlerde inen binen yolcu sayısının az olacağı kabul edilerek bir indirim var, ama gerisinde doluluk dikkate alınmıyor, alınması da zor.
Bir biletlik ücret
Bunun mantığı otobüs sefer geliriyle çıkış ücreti arasında ilişki kurmaktır. Sefer gelirine göre otobüsün aldığı hizmet değişiyor mu? Otogarda hizmetin karşılığını mı alıyorsunuz, yoksa gelirine göre vergi mi alıyorsunuz? Aynı otobüsün uzak hattaki seferiyle yakın hattaki seferinde aldığı hizmet aynı değil mi? Niyetiniz adil olmaksa, içindeki yolcu sayısını dikkate almanız gerekmez mi? İstanbul’dan kalkan bir otobüste Ankara, Kayseri, Malatya yolcuları varsa hangisine göre ücret alacaksınız? Keza aynı yere giden yolcular farklı ücret ödemişse hangisi esas olacak? Aynı hatta bazı firmalar daha yüksek ücret uyguluyor. Hepsi Ankara seferi yapan otobüsler firmalarına göre farklı ücret mi ödeyecek?
İşin detayına girildiğinde konu nasıl da karışıyor. Mevcut durumun çok iyi ve adil olduğunu söylemiyorum, ama önerilen sistemin hem mantığı yanlış hem de uygulanması zor değil mi?
T belgen var mı?
Geçenlerde bir bölge müdürlüğü elemanlarının bir kalkış-varış yerine gelip T belgesi olup olmadığını sorduklarını duydum. Terminalin koşulları ve çalışma şartları tabii ki denetlenebilir. Ama Bakanlığın elemanları, Bakanlıktan alınan T belgesinin hangi terminallerde olup olmadığını bilmiyorlar mı ki oraya gelip yerinde denetliyorlar.
Bir firma kurdunuz veya mevcut firmanıza yeni bir hat açıyorsunuz; yeni sefer noktasında hangi terminali kullanacaksınız? Bunun için, oradaki yetki belgeli terminalleri bilip seçim yapmalısınız. Bunun nasıl öğreneceksiniz; gidip terminalleri tek tek dolaşarak yetki belgelerini sorup öğrenerek mi?
Önceden Bakanlık hangi terminallerin T yetki belgeli olduğunu (türüne göre T1 veya T2) liste halinde yayımlıyordu. İhtiyaç sahipleri de buradan öğrenebiliyordu. Nedense bundan vazgeçildi.
Bu işi belediyeye bırakın
Yol üzerinde nerede indirme bindirme yapılabileceğini belediye belirliyor. Keza kalkış-varış amaçlı kullanılabilecek terminal de öyle. Öyleyse bu işi KTK ve KTY kapsamından çıkarın, ‘Karayolları Trafik Kanunu ve Belediye Kanunu geçerlidir’ deyin. Hatta bunu da demeyin; bir boşluk oluşmaz. Demeseniz de bunlar zaten geçerlidir. Tabii, belediyeler de alacakları kararlarda hukuka uymalı. Kendi şehrinin firmasını kayırmayan genel kararlar alınmalı. Kayıracaksanız bile hiç olmazsa kararda firma adını vermeyin. Öyle bir kural koyun ki bugün sadece ona yarasa bile, hiç olmazsa bir gün başkasının da faydalanma kapısı açık olsun. ■