İnsanların bulundukları bir noktadan varmak istedikleri bir noktaya gitmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz seyahat, bir tercih veya isteğin ötesinde günümüz koşullarında bir ihtiyaç hatta zorunluluktur. Bunun yapılabildiği 4 ayrı seyahat modunun özellikleri farklıdır. Denizyolu için deniz, kara ve demiryolu için özel bir yol gerekir. Deniz ve havayolları kalkış-varış veya indirme-bindirme amaçlı özel tesisler gerektirirler. Bunların yatırım maliyetleri yüksektir. Karayolu dışındakilerin araçları da çoğu zaman yüksek maliyetlidir. Üstelik diğer modlardaki taşımalarla istenilen yere ulaşılabilmesi için ayrıca karayolu kullanılması kaçınılmazdır. Kıtalararası veya adalara yönelik taşımalar dışında karayolu ile istenilen her yere ulaşmak mümkündür. Üstelik de bu, çoğu zaman daha düşük yatırım ve işletme maliyeti ile gerçekleşir. Günümüz koşullarında karayolu mutlak kullanılması gereken önemli bir taşıma türüdür.
Seyahat vasıtaları
Her taşıma modunun kendine uygun taşıtları, araçları söz konusudur. Bunları değişik şekillerde isimlendirmek mümkünse de bazı ortak özelliklerinden de söz edilebilir. Günümüzde, çevre konusu çok öne çıkmaktadır. Bu da büyük ölçüde tüketilen enerjiyle ilgilidir. Öteden beri katı-sıvı ve gaz kaynaklı taşımalar söz konusudur. Katı yakıt kullanan tren ve vapurlar gerilerde kalmıştır. Sıvı akaryakıt kullanımında kısıtlamalar söz konusudur. Ancak karayolu dışında bu kısıtlamalar henüz pek uygulanamamaktadır. Karayolunda, sıvı yakıt kullanımından başka petrol gazı ve doğalgaz da devreye girmiştir. Hatta demiryolu ve karayolunu da kapsayan kara taşımacılığında artık elektrik kullanımı aşamasına geçilmiştir. Bazı olumsuzluklarına rağmen karayolu taşımaları bu yönde üstünlük taşımaktadır.
Seyahat amaçları
Tüm modlardaki seyahat vasıtalarını devlete ait (resmi) ve devlete ait olmayan, yani resmi olmayan (?) taşıtlar şeklinde ayırabiliriz. Resmi olmayan taşıtları da ticari ve ticari olmayan (?) diye sınıflandırmak mümkündür. Ticari taşıtlar ve ticari amaçlı kullanımlar bizim açımızdan önem arz ederler. Bunlarla yapılan yolculuklara da ticari seyahatler diyebiliriz.
Karayolu taşımalarının hususi kullanımlı taşıtlar (günlük dilde özel otomobiller veya araçlar) ile yapılması seçeneği vardır ve önemlidir. Ancak bunların alımı ve işletilmesi özel bir parasal kaynak gerektirir ki, bunu herkes sağlayamaz. Bunun ötesinde, özel otomobili olsa bile tasarruflu yaşamak, yaşlılık, yorulma, kullanım riski, otopark problemi gibi pek çok nedenle karayolu taşımalarının ticari olanları -bu kapsamda- ticari yolcu taşımaları insanlar için çok önemlidir ve gereklidir.
Ticari seyahat türleri
Ticari vasıtalarla yapılan karayolu seyahatleri yani yolcu taşımaları başlıca iki türe ayrılıyor: Tarifeli taşımalar ve tarifesiz taşımalar. Aslında bu ayrım bazı farklarla büyük ölçüde diğer modlarda da var. Tarifeli taşımalar, taşıma hattı ve güzergâhı, taşıma zamanı ve ödenecek ücret bakımlarından önceden açıklanan tarifelere göre yapılıyor. Bunların çok önemli bir başka yanı da bireysel olarak faydalanmaya açık olmalarıdır. Yani herkes bunlardan faydalanma hakkına sahiptir. Tarifesiz taşımalar ise bu türden tarifelere tabi olmayıp taşıma hizmetini veren ile alan arasında yapılacak sözleşmeye göre gerçekleşiyor. Bunlardan sadece sözleşmede adı geçen kişiler yararlanabiliyor. Bu faydalananların bir grup oluşturması nedeniyle bunlara tarifesiz taşıma yerine grup taşıma da denilebiliyor. Aslında sözleşmede belirtilen kişilerden oluşması gereken grup pratikte birden fazla grup şeklinde uygulanabiliyor. Hatta bireysel kullanıcılar bile bir yolunu bulup bunlara katılabiliyor.
Grup taşımaları, cenaze ve benzeri bazı istisnalar dışında genelde isteğe bağlı olarak gerçekleşiyor. Tarifeli taşımalar ise gruba katılamayan insanların yapacakları keyfi olmayan seyahatleri de kapsıyor. Üstelik faydalanmanın ücreti daha düşük oluyor. Belirtilen nedenlerle tarifeli taşımalar mutlaka olmak ve yapılmak zorunda. Bu nedenle bunların desteklenmesi engellerinin veya zorluklarının azaltılması bir zorunluluktur. Bu kapsamda bunlara özgü zorunluluk olan bilet tanzimi, kalkış-varış, indirme-bindirme gibi mevzuat konusu olan alanlarda iyileştirme yapılmalıdır. Özelikle de bunların hepsini ilgilendiren, taşımacılara özel maliyet ve zorluklar getiren, bu taşımaların cazibesini de azaltan terminal konusu üzerinde durmak gerekir.
Terminal konuları
Bu kapsamda, bu taşımalarda kullanılacak terminallerin özellikleri belge düzeni, faydalanma, kullanım ve hizmet şartları gibi hususlar akla geliyor. Bunlardan önce, bunları da ilgilendiren işletme hakkı, yani bunları kimlerin işletebileceği hususuna bakmak gerekiyor. Bu konunun iki mevzuatta yer aldığını görüyoruz. Bunlardan birincisi büyükşehirler dâhil Belediye Kanunları diğeri de Karayolu Taşıma Kanun ve Yönetmeliği.
Belediye mevzuatında terminaller
Büyükşehir Belediye mevzuatında terminallerin belediyeler tarafından yapılması, yaptırılması, işletilmesi ve/veya işlettirilmesi hususu yer alıyor. Bunun sadece bir görev mi yoksa bunun ötesinde bir imtiyaz mı olduğu pek net değil. Büyükşehirler dışındaki belediyeleri ilgilendiren kanuna baktığımızda bunun bir imtiyaz olduğunu daha net görebiliyoruz. Zaten başkalarıyla birlikte belediyelerin de yapabilmesi anlamında olsaydı, mevzuatta ifade edilmesine gerek olmazdı. Bu mevzuatlardaki ilgili konulara baktığımızda, belediye dışındaki kişilerin en az belediyeden izin alarak terminal yapabileceği hususunu görüyoruz. Bundan hareketle en azından (belediyelerin izni dışında veya belediyelerden izin almadan) bir terminalin yapılmasının ve işletilmesinin mümkün olmadığı apaçık.
Taşımacılara sorulduğunda hizmet kalitesi ve kullanım ücreti bakımından en iyi terminallerin belediyelerce işletilenler olduğu çok net bir biçimde görülür. Bu nedenle, mevzuatta yeri olmayan, belediye izni dışındaki terminallere hiç olumlu bakmamak gerekir. İşletenin kim olduğu bu gerçeği değiştirmez. Bazıları otobüsçülerce işletilme halini bundan ayrı göstermeye çalışıyor. Hâlbuki bu türden terminallerde taşımacılar için en olumsuz şartları sunuyor. Her yönüyle dikkatli olunması gereken bir husus.
Karayolu taşıma mevzuatında terminaller
Kanunda kimler tarafından işletileceğine ilişkin bir husus yer almıyor. Yani burada bir problem yok. Sadece terminalin kullanma hakkına haiz olmak gibi kötüye kullanılması, yanlış anlaşılması mümkün bir ifade var. Yönetmelikte ise yetki belgelerine ilişkin özel şartların yer aldığı 14’üncü maddenin, terminallere ilişkin 14’üncü fıkrasının f bendi önemli.
(f) Bu Yönetmelik kapsamında şehirlerarası, yurtiçi ve uluslararası alanda faaliyet gösteren yetki belgesi sahipleri, bu Yönetmelikte belirtilen terminal şartlarını haiz olmak kaydıyla kendine mahsus özel terminaller inşa edebilir veya bu durumda olan (Değişik ibare: RG-14/1/2023-32073) terminallerin kullanım hakkına sahip olarak terminal işletmeciliği yetki belgesi almak suretiyle işletebilirler.
Bazı sorular
1- “Kendine mahsus özel terminaller inşa edebilir” ifadesinin anlamı nedir?
2- Bu durumda olan terminalleri kiralayarak yetki belgesi almak suretiyle işletebilmek ne demektir?
Kanun veya yönetmelikte terminal veya işletmeciliği tanımları yok. Sadece terminal işletmecisi tanımı var ki, o da içinde bu Yönetmelikte tanımlanan terminal ifadesini barındırdığından bize yardımcı olmuyor. Terminal yetki belgesi alınması gerektiğine göre, bu belgeyle ilgili terminal ücretleri gibi düzenlemelere tabi olması söz konusu. Yani bir nevi ticari amaçlı işletim şekli oluyor.
Kendine mahsus ifadesi sadece kendi kullanımları için olma durumunu düşündürüyor. Yani hususi taşımacılık tanımındaki hususi kelimesinin anlamını içeriyor. Bir anlamda kendine mahsus hususi terminal inşasından söz etmiş olmalı. Takip eden özel kelimesi de bu anlama gelmeli. Buradaki özel kelimesi, özel mülkiyet konusu ticari terminal anlamında düşünülebilir mi? Burada taşımacıların da herkes gibi ticari terminal işletmeciliğinden söz etmesi anlamı taşıyabilir mi? Bence kesinlikle hayır. Sadece onlara özgü, özel bir haktan söz edilemez. İlgili kanunlarda herkese yönelik olan düzenlemelerin, burada taşımacılar için özel olarak tanımlanmasına gerek yoktur. Böyle bir yanlış hak verilmiş olsa bile bu haktan sadece yurtiçi ve uluslararası alanda faaliyet gösteren yetki belgesi sahiplerinin, daha doğrusu sadece terminallerle ilgisi olan terminal zorunluluğuna tabi olan tarifeli taşımacıların bu haktan yararlanması söz konusu olabilir.
Bu ifadeden net bir sonuç çıkarmak gerekirse taşımacılar, kendi kullanımları için, yani hususi terminal yapıp kendi kullanımları için faydalanabilirler anlamı çıkmalı. Bu hususi terminalin de yetki belgesine tabi olacağı ayrıca ifade edilmiş durumda. Bunun, yani hususi terminalin de yetki belgesine tabi olması ayrı bir tartışma konusu.
Bir başka ‘özel’ problemi
Taşıma Kanunu ve Yönetmeliğinde yer alan kapsam maddesinde, özel otomobillerle ve bunların römorkları ile yapılan taşımaların bu mevzuattan muaf, yani kapsam dışı olduğu belirtilmekte kapsam dışı tutulan özel otomobil nedir?
Taşıtlarla ilgili tüm bilgiler trafik mevzuatında ve buna bağlı olarak araç tescil belgesinde yer alıyor. Burada taşıtın yolcu ve yük naklinde kullanılması, resmi olması, ticari veya hususi taşıma yapması belirtiliyor ama özel kelimesi hiç yer almıyor. Bu özel kelimesi resmi olmayan yani mülkiyeti şahıslara ait olan anlamında olabilir mi? Yoksa özel mülkiyetli taşıtlardan ticari amaçlı olmayan, yani kişisel kullanımlı, hususi anlamında mıdır? Bence bu hususi anlayışı hem terminal ifadelerinde hem de kapsam ifadesinde yer almalıdır. Bu anlayış Yönetmelikteki hususi kullanım anlayışına da çok uygundur. Böylece yukarıda ifade edilen ticari amaç gütmeyen hususi terminal yapımının kapısı açılmış olur. Yine taşımacıların bunun dışında terminal yapıp işletmeciliği bakımından hiçbir ayrıcalıkları olmadığı net bir şekilde anlaşılır.
Sonuç olarak söyleyebiliriz ki, terminaller belediyeler tarafından yapılabilir veya yaptırılabilir, işletilebilir veya işlettirilebilir. Özel ticari terminal ancak belediye izni ile yapılabilir. Taşımacılar, sadece kendilerinin doğrudan ticari olmayan amaçları için hususi terminal işleterek terminal sorumluluklarını yerine getirebilirler. ■