Dünyanın en güzel günleri bayramlardır. Ne denli zorlu, müşkülatlı ve engebeli olursa olsun, insanın içinde bir başka bahar açar bayramlarda.
Bu bayram yeni başlangıçların belki de ilk adımı. Ekonomik, sosyal, siyasi, mesleki… artık aklınıza her ne gelirse yeni başlangıçlar bekliyor hepimizi.
Seçim ilk ve en önemlisi bu başlangıçların. Bir kuşak boyunca (20 yıldan fazla) başta kalan, parlamenter sistemi “tek adam” dönemine çeviren iktidarın, görünen o ki, en çok zorlanacağı seçime gidiyoruz. Aynı sürede, benzer bir durumda olan muhalefet de bu kez iktidar düşü görüyor. Yani yine yeni bir başlangıç. Bunu, bir de eski Maliye Bakanı Hüseyin Şimşek’in çağrılmasıyla birlikte düşünürseniz, iktidar değişmese bile ekonomide
“faiz sebep, enflasyon netice” söyleminin sona ereceğini görmemek imkansız.
Bizim açımızdan bakarsak yeni bir başlangıç, çünkü sezon açılıyor. Salgın, deprem felaketi, seçim süreci geride kalmış ve son birkaç yılın yılgınlığını üzerinden atmış insanlar, kendilerini bir an evvel dinlenceye atacaklar.
Her şey değişir de bu, düşünce değişmez; kimle konuştuysam tatili iple çekiyor.
* * *
Bayram da yeni bir başlangıç tabii. Dini bayramların en büyük özelliği küslerin barışması, ortada sevimli bir havanın dolaşmasıdır. Herkes daha hoşgörülü, daha esnek, daha sevecen bakar, en büyük soruna bile…
Dil, din, cins ve ırk ayrımı kalmaz ortada bayramlarda… Hristiyanların, Ermenilerin, Yahudilerin dini bayramları birbirine çok yakın olarak kutlanıyor. Bu, insanca ve hakça bir bakışı doğuruyor, özellikle bayramlarda. Her gün bayram olsa, kaç-göç, senin-benim, ucuz-pahalı kavgası yaşanmasa…
* * *
Bir yeniden başlangıç da, bayram armağanları olarak kendini gösteriyor. Herkes, gücü yettiğince, karınca kararınca dininin gereğini yerine getirmek ister. Ramazan kolilerinin kökeni de bu yaklaşım değil midir zaten.
Ekonomik kriz vurdukça insanlar da, kurumlar da ne yapacaklarını bilemeyip belli kısıtlara gitti ister istemez. Yılbaşı armağanları kalktı diyebiliriz neredeyse, ekonomik koşullar nedeniyle… Ama depremle birlikte özellikle kurumlar o dayanışmayı anımsadı yeniden. İnsanlar kendi güçleriyle yardıma koştu. Erzak ve giyim yardımları için elinden geleni yaptı.
Volkswagen Ticari Araç, yeni bir başlangıçla hepimize rehberlik etti, bu bayramda… “Toplumsal sorumluluğumuzun bilinciyle depremden etkilenen bölgeleri tekrar yaşanır bir seviyeye getirebilmek ve hayatın devamlılığının sağlanmasına katkıda bulunmak için bu bölgelerdeki yerel üreticilere ve istihdama destek olmamızın büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Bu amaç doğrultusunda içinde Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana’dan ürünler bulacağınız hediye paketlerimizi sizin için özenle hazırladık.” Muhakkak ki, hediyenin kimlere gittiğinden çok üreticiyi ve istihdamı destekleyici olması önemli. Tarlada kaldı denilen ürünün tüketiciye ulaştırılması için atılan her adım takdire şayan. Evini, işini, ailesinden insanları, komşuları kaybeden insanları yeniden hayata bağlamaya çalışmak sevindirici. Volkswagen Ticari Araç’ın, hediye paketlerini yerel üreticiden alıp dağıtması bir başka pencereyi de açıyor önümüzde: Dayanışmak için isterseniz fırsat yaratabilirsiniz.
İyi bayramlar. ■