1996-2011 döneminde, içlerinde olup profesyonel katkı vermek şeklinde olmak üzere uzun süredir otobüsle ticari yolcu taşımacılığı faaliyeti ile ilgiliyim. Onlara yardımcı olmak, işlerini güvenli, kaliteli ve kazançlı bir biçimde yapmalarına katkı sağlamak samimi arzumdur. Ancak bunun kanunlara, çevre korumasına ve tüketici haklarına uygunluk çerçevesinde olmasını şart görürüm. Yeni yılda mevzuatta yapılması muhtemel çalışmaların başarılı olabilmesi için birkaç hususu bu esaslarla tekraren de olsa yılbaşında hatırlatmak isterim.
Net olunmalı
Konuşma ve yazışmalarda çeşitli kavramlar ve tanımlar sıkça yanlış, eksik veya yetersiz biçimde kullanılmaktadır. Birkaç örnek vereyim.
Sık sık kayıt veya korsan taşımacıdan söz ve şikâyet edilir. Özünde haklılık da var, ama hassasiyet gerekir. Ticaret odasına kayıtlı birisi kayıt dışı olabilir mi? Taşıma Kanunu ve/veya Yönetmeliğine her aykırılık korsanlık mıdır? Bu kapsamda; örneğin, terminal olmayan yerlerden kalkış veya varış suçu korsanlık olarak görülebilir mi? Tabii ki, hepsine hayır. Burada kullanılması gereken anlamlı kavram ‘yetki belgesiz taşımacılık’ olmalıdır. Böylece yanlış anlamalar önlenebilir.
Sıkça haksız rekabet, yıkıcı rekabet özellikle de yolcu taşıma organizatörü kavramları kullanılıyor. Bunların tanımlarını bir yerlerden alın ki, ne dediğiniz anlaşılsın. Bulamazsanız siz bir tanım yapın, biz anlayabilelim. Tabii, taşıma organizatörünün taşımacı mı, acente mi, komisyoncu mu olduğu veya olmadığı; değilse ne olduğu, bunlardan farkları anlatılsın ki, ne kast edildiği anlaşılabilsin.
Serbest rekabeti unutmayın
Karayolu Taşıma Kanununda, ‘taşımaların serbest rekabet ortamında gerçekleşeceği’ net bir biçimde yer alıyor. Bunun iyi mi, kötü mü olduğu tartışma dışı. Sadece ne olduğu veya ne olmadığı tartışılabilir. Tabii, şüpheli bir durum varsa. İşte, tartışma götürmez iki gerçek.
1- Mal veya hizmet üreticisi sayısı sınırlandırılamaz, azaltılamaz. Mevzuatla belirlenen şartları sağlayan herkes üretici, yani konumuzda taşımacı veya acente olabilir. Bunun istisnaları Karayolu Taşıma Kanununun 5’inci maddesinde belirtilmiştir. Bunların ötesinde atıl kapasite, arz talep dengesi, kaynak israfı ve benzeri hiçbir gerekçeyle böyle bir sınırlandırma istenilemez, yapılamaz. Yapılırsa hukuka aykırılık oluşur. Dolaylı olarak bu sonucu doğuracak mali yeterlilik (Özmal koltuk), belge türü vs. belirlemeleri de bu kapsama girer.
2- Mal veya hizmet bedelleri/ücretleri sınırlanamaz, sabitlenemez üreticiler dışında belirlenemez. Taşıma Kanunu’nda da ücret tarifelerinin belge sahiplerince belirlenmesi esası 11’inci madde de vardır. Bunun istisnaları da aynı maddede yer almakta olup, bunlar özel ve geçici niteliktedir. Haksız rekabet, yıkıcı rekabet gibi gerekçelerle ücret tarifesi belirleme hakkının sınırlandırılması veya onaya bağlanması mümkün değildir. Aksi hukuk ihlali olur. Keza, herkese belirli tarihlerde tarife aldırmak da mümkün değildir. Bunun amacı, herhalde aynı tarifeyi aldırmak olamaz. Tarifelerin hangi süre sonunda yenilenebileceği, ne kadar indirim yapılabileceği, zorunlu indirimlerin neler olacağı gibi hususlar tabii ki tartışmaya açıktır.
Genel bakış
Taşımacılığın zorlaşması ve sürdürülmesinin imkansızlaşması, ulaşım hizmetinin tehlikeye girmesi, verimliliğin düşmesi, ülke ekonomisinin zarar görmesi gibi iddialarla da taşımacılık yapma ve ücret tarifesi belirleme haklarının sınırlandırılması mümkün değildir. Bu bilinmeli ve bunlardan kaçınılmalıdır.
‘Benim oğlum bina okur, döner, döner yine okur’ deyişindeki benim ilgili olduğum süre boyunca çeşitli gerekçelerle serbest piyasa esasına ve rekabete aykırı öneriler hep devam etti ve zaman zaman alkış da aldı.
Bunları yazdığım için bana ve bu talepleri yerine getirmeyen Bakanlık görevlilerine eleştiriler, kızgınlıklar da oldu. Ama bu talepler yönünde hiçbir mesafe alınamadı. Umarım yeni yıl bu yönde israf edilmez.
Bu düşüncelerle tüm taşıma işletmecileri ile çalışanlarına ve onlara hizmet veren kamu görevlileri ile tüm yolculara sağlıklı güzel bir yıl dilerim. ■