Gelecek yıl, büyükşehir belediye sayısının 30’a yükselmesiyle tüm iliçi taşımaları da kapsayacak kentiçi taşımalar ve bu kapsamda servis taşımaları çok artacak. Tabii, bununla ilgili bir düzenleme yapılmasının önemi de artacak. Yoksa 30 ilde 30 farklı uygulama görebiliriz.
Şimdilik sadece okul servis araçlarının yetersiz de olsa, bir düzenlemesi var ve geçtiğimiz hafta bunda değişiklikler yapıldı. Yapılan değişikliklere göz atalım.
Şimdilik sadece okul servis araçlarının yetersiz de olsa, bir düzenlemesi var ve geçtiğimiz hafta bunda değişiklikler yapıldı. Yapılan değişikliklere göz atalım.
Bazı tanımlar değişti
Tanımlar kısmında yapılan en önemli değişiklik, yüksek öğretim öğrencilerinin “Okul Servis Aracı” ve “Taşıma” tanımlarından çıkarılması oldu, ki yerinde. Dikkat edilirse, yüksekokul veya üniversite servis araçlarının kapsamdan çıkarılması şeklinde ifade etmiyoruz. Demek ki önemli olan eğitim kurumu değil, öğrenci. Öyleyse bu Yönetmeliğin adı Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliği değil, Öğrenci Servis Aracı Hizmet Yönetmeliği olmalı.
“Okul Servis Aracı” tanımına “Bu Yönetmelikte belirtilen şartları haiz olma” ifadesi eklendi, ki tanım mantığına tamamen ters. Tanım, bir şeyde mevzuatla aranan şartları kapsamaz, sadece benzerlerinden ayırt edilip, doğru anlaşılmasını sağlar. Örneğin, elma ile ilgili bir mevzuat yapsanız ve bu mevzuatın kapsamında amaçlanan elmaların kırmızı olmasını ve/veya iri olmasını şart görseniz; elma tanımında bu Yönetmelikte belirtilen şartları haiz dediğinizde sadece kırmızı olanlar ve/veya iri olanlar tanım içine girip elma sayılır. Peki, yeşil olanlar veya küçük olanlar elma olmaktan çıkarlar mı? Çıkarlarsa ne olurlar, örneğin ayva mı olurlar? Tabii ki hayır! Kırmızı olma ve iri olma mevzuat ile getirilen şartlar olabilir, ama tanıma asla ve asla girmez! Üstelik bu Yönetmelikte belirtilen şartları haiz dediğinizde, haiz olmayan taşıtlar tanım kapsamına girmez ve onlara mevzuattaki şartları uygulayamama durumunuz bile doğabilir.
Öğrenci taşıma ücretleri
Yönetmelik, ilk kez bu konuda kimin fiyat belirleme hakkı olduğuna karar verdi. Daha doğrusu, ilgili başka bir Kanunda olan bir düzenlemeye atıf yaptı. Başka bir yerde düzenlenen bir husus tekrar düzenlenmez ve buna uyulur. Burada fiyatın tavan niteliğinde düzenlendiği düşünülürse, fiyatlarda belirli bir serbestleştirme getirmesi bakımından bir ilerleme sayılır. Ancak Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanunlarının belediyelere verdiği ulaşımla ilgili haklar arasında servis fiyat tarifelerinin belirlenmesi de olduğu dikkate alınırsa tartışma doğması beklenebilir. Bu durum dahi yeni düzenleme ihtiyaçlarını gösterir. Burada belediyenin hakkının da tavan fiyat belirleme şeklinde kullanılmasında ve bu tavan fiyatın sadece okul yönetimlerini bağlamasında bir sakınca olmamalı. Veliler ise istediklerinde bunun üzerinde lüks servis de tutabilmeli.
İzin prosedürü
Servislerden illerarası olanların ve belediye dışı ancak iliçi olanların Bakanlık mevzuatı kapsamındaki taşımalar olduğu düşünülürse bunlarda Bakanlık belgelerinin aranması zaten Kanun gereğidir. Aynı servis taşıtının hem kentiçi hem de kentdışı taşımalarda kullanılmasında sorun olabilir mi? Taşıtlar tahditli plakalı olmadıkça, hayır. Tahditli olmayan, belediye izinli servis taşıtları B2, D2 veya D4’e yazılıp ikili kullanılabilir.
Bir de şu husus var: B1, D1 ve D4 belgeli taşıtlar da seyahat sırasında işin başında veya sonunda belediye alanını kısmen kullanıyor. Örneğin, Ankara-İstanbul seferinde Kocaeli ve İstanbul illerinde böyle; gelecek yıl Sakarya ve Ankara da kullandığı yol da artacak. Bu kullanıma rağmen belediyelerden izin almıyorlar. Doğrusu da bu. Serviste ise taşımanın bir kısmının belediye alanı içinde olması halinde bile izin belgesi şart. Dolayısıyla B2, D2 veya D4 ile yapılan servis taşımalarında da ayrıca belediyeden izin almak zorunda kalındığını görebiliriz. Belediye alanında öğrenci almadıkça veya alınmış öğrenciyi indirmedikçe bu gerekmemeli.
Beşte birden üçte bire…
Orijinal metin o kadar kötü yazılmış ki, ne dediği anlaşılmıyor. Öyle olunca da beşte birden üçte bire değişimin yorumu yapılamıyor. Metin, “Gerçek ve tüzel kişiler birlikte taşıma hizmeti yapabilirler. Ancak adlarına tescilli taşıtların koltuk sayısı…” diyor. Kimlerin adlarına tescilli araçların koltuk sayısı? Bir önceki cümlede gerçek ve tüzel kişilerden söz edildiğine göre ‘adlarına’ ifadesi bunların tamamını kapsamalı. Yani “gerçek ve tüzel kişilerin adlarına tescilli taşıtların toplam koltuk sayısı” demek olmalı. Bazılarının anladığı gibi özmal veya kiralık taşıt veya koltuk şeklinde anlamak mümkün görülmüyor. Toplam koltuk sayısı olduğunda pek büyük sorun olmaz, ama yine de aynı koltuğun birkaç defa taşımada kullanılması şansı azalmış olur.
Ayrımcılık olmaması…
Okul yönetiminin anlaştığı servis araçları ile velilerin anlaştığı servis araçları arasında okul imkanlarının kullanılması anlamında getirilen şart, hiç şüphesiz ki yerinde. Ancak niyet ve anlayış önemli. Yeterli kapasite olduğunda bu kural uygulanır, ama kapasite yetmediğinde yine ayrımcılık sürer.
Son söz
2014 Mart sonuna kadar kentiçi taşımalarda ortak bir düzenleme şart. Yoksa tahdit ve rant başta olmak üzere geri dönüşü olmayan uygulamalar meydana gelir ve geleceği ipotek altına alır.
Bu arada, İstanbul’un bu konularda örnek olabileceğini bir kez daha tekrarlıyorum. ■