Geçen haftaki yazımda da kısmen yer almasına rağmen teminatların açıklanmasına bağlı olarak bu yazımda sigorta konusunu işleyeceğim.
Geçen hafta otobüsçülerin fayda getirmeyen çabalarına değinmiş, bu kapsamda serbest piyasa ve bunun içindeki serbest sigortacılık piyasası üzerinde durmuştum. Özetle;
• Sigorta sektöründe rekabet olduğunun Rekabet Kurulunca tespit edildiğini,
• Prim miktarını ve prim hesap yöntemlerini eleştirmek yerine mevcut çok sayıda sigortacı arasından iyi olanın seçilmesi gerektiğini,
• Hiçbirini beğenmeyenlerin ise sigortacılık yaparak tümü kötü mevcut sigortacılara gününü göstermelerinin gerektiğini yazmıştım.
Teminatlar arttı
Sigortaların tarife ve teminatları değişerek 2014’te yüzde 7 civarında teminat artışı geliyor. Böylece teminatlar daha yeterli olacak. Tabii ki primleri de artacak. Ne kadar köfte o kadar ekmek!
Eskiden olduğu gibi “devlet primleri arttırmasın” demek şöyle dursun, “devlet prim artışlarını sınırlasın” demek dahi mümkün değil. Çünkü yeterli sayıda sigortacı var ve primlerini rekabetle belirliyor.
Teminat artışı veya yeni teminat isteyen buna katlanmak zorunda.
Sigortalar birleşsin mi?
Yolcu taşımacılığında üç farklı zorunlu sigorta var. Bunlar birleşse ne olur? Bazıları zanneder ki birleştiğinde bu yeni sigortanın primi ayrı ayrı üç sigortanın toplam priminden az olur. Yanılıyorlar. Bilinsin ki zaten sizinkinin ötesinde çok büyük bir sigorta-risk-teminat-prim havuzu var. Buna göre hesap yapılıyor. Sizinki devede kulak. Eğer mümkünse üçünü de aynı sigortacıda yaptırınca aynı indirimi zaten alırsınız. Bana göre birleştirme sadece belge (kağıt) tasarrufu sağlayabilir o kadar.
Manevi teminat sigortası
Bazıları manevi teminatların taşımacılara yük getirdiğini belirtip, bunun da sigorta kapsamına alınmasını istiyor. Önce hangi sigortanın kapsamına? Bilinsin ki hangi sigortanın içine girerse onun primi artacak. Manevi tazminat şu sigortada kapsansın, ama primi artmasın demek yok. Mademki prim artacak, bari ona da ayrı bir sigorta getirilse olmaz mı? Bunun zararı bir kağıdın daha tüketilmesidir. Ama ötesi var…
Zorunlu mu, serbest mi?
Ayrı sigorta yenisinin zorunlu olup olmayacağını düşünme imkanı verir. Soralım, zorunlu mu olmalı, ihtiyari mi? Bunun cevabı iyi düşünülmeli. Manevi tazminatın kapsanmamasından zarar gören kim? Eğer taşımacıysa, gidip kendine ihtiyari manevi tazminat sigortası yaptırabilir. Aynı şey tüm sigorta yetersizlikleri için söz konusu. Ben, sıkça her taşımacıya her taşıt için 1 milyon TL teminatlı ihtiyari mali sorumluluk sigortası öneririm.
Bilinmelidir ki bir sigortanın zorunlu hale getirilmesi taşımacıyı korumak için değildir. Amaç taşımacının kusurlu veya kusursuz sorumluluğundan dolayı başkalarının mağduriyetinin önlenmesidir. Eğer mağdur olan taşımacıysa bunu zorunlu yapmak gerekmez. Taşımacı, kendini korumak için kendisini ihtiyari sigorta ile güvenceye alabilir.
Plaka mı, ikametgah mı?
Trafik Sigortasında prim riskli illerde yüksek. Böyle olunca da taşıtı primi düşük, risksiz illere kaydettirip riskli yerlerde kullanma yoluna gidiliyor. Ege’de bir ilde kayıtlı bir otobüsü Doğu Anadolu’da kullanmak mümkün. Bu, Bakanlık belgeleri içinde sadece D4 için mümkün değil. Şimdi bunu önlemek için plakanın değil ikametgahın ilinin prim hesabında esas alınabilmesi yönünde Hazine Müsteşarlığına yetki veriliyor. Bence haklı, ama çözer mi bilmem.
2015 teminatı önemli
2013 yılında yaptırılan bir sigorta ile kısmen 2013, kısmen de 2014 yılında sigortadan faydalanılacak. Bu sigortanın prim hesabında 2014 teminatı bilinmeden hareket edildi. 2014 yılında yaptırılıp kısmen 2014, kısmen de 2015’te faydalanılacak bir sigortanın prim hesabında 2015 teminatının belli olması hesabı kolaylaştıracaktır. Bu nedenle bir sonraki yılın teminatının açıklanması çok yerindedir. Sonraki yılların faydasını bilemem. Bu yılların teminatları ekonomik koşullara göre yetersiz de kalabilir.
Kaza başı teminat farkları
Trafik ve taşımacılık sigortalarında kişi başına sağlık gideri teminatı ile sakatlık ve ölüm teminatı aynı. Buna rağmen kaza başı teminatlar farklı. Bunun nedeni kaza başına teminatın kaç kişinin kişi başı teminatını karşılayacağında aranmalı. Otomobil ve taksiler için trafik sigortasında 5, taşımacılık sigortasında ise 8 kişi için; minibüslerde (10-17 kişilik) trafik sigortasında 10, taşımacılık sigortasındaysa 17 kişi için; 18-30 kişilik küçük otobüslerde trafik sigortasında 18, taşımacılık sigortasındaysa 30 kişi için; büyük otobüslerdeyse trafik sigortasında 31, taşımacılık sigortasındaysa 50 kişi için yeterli kaza başına teminat hesaplanmış. Dolayısıyla taşımacılık sigortasında daha yeterli bir kaza başı teminat var. Tabii, primi de ona göre olacak.
Ek teminat istenebilir
Gerek trafik gerekse taşımacılık sigortasında büyük otobüsler için ek teminat isteme imkanı Hazine Müsteşarlığına veriliyor. Bu iyi, ama ek teminatın da primi olacak. Bu nedenle gereklilik iyi düşünülmeli. Bana göre zaten 50 kişilik teminatı olan taşımacılık sigortasında gerekmez, ama 31 kişilik teminatı olan trafik sigortasında büyük sayıdaki mağdurun yetersizliğini gidermeden işe yarayabilir. Bunun yerine 31 ve üstü otobüs kategorisinin örneğin 31-42 ile 43 ve üstü gibi iki kategoriye bölünmesi düşünülmeli. Böylece 43 ve üstü taşıtlar için ek trafik sigortası teminatı sağlanırken 31-42 koltuklu otobüsler yüksek taşımacılık sigortası teminatından ve bunun prim yükünden korunabilir.
Koltuk sigortasına dikkat!
Önceki yıllarda az teminat artışı yapılması nedeniyle teminatı epey düşük kalan koltuk sigortasında önemli bir teminat artışı getirildi. Görünüşte iyi, ama primi de artacak tabii. Peki, bu artan teminat hangi mağduriyeti önleyecek? Bana göre, hiç. Belki sürücü ve yardımcıları olabilir… Önemli bir konu ve ayrı özel yazıyı gerektiriyor.
Teminat yerine taşıma güvenliğini artırıcı çözümler aramak daha önemlidir. ■