Geçen hafta, gazete ve televizyonlarda trafik sigortasına ilişkin haberler yer aldı. Buna göre, Danıştay’ın verdiği yürütmeyi durdurma kararları sonrasında sigortalılar bazı haklar kazanırken sigortacılar da kayıplara uğruyordu. Ben de bu yazımda bunu özetlemeye çalışacağım.
Hukuki durum…
Karayolları Trafik Kanununun 85-90 maddeleri araçlarla ilgili hukuki sorumlulukları belirtiyor. Burada, önce araç işleteninin sonra da bu aracı firmasında çalıştıranın sorumlulukları bulunuyor. İşleten olarak da esas olan araç sahibi. Bunun ötesinde kiracı, ariyet, rehin yoluyla aracın kullanımı da kapsanıyor.
91-101 arası maddelerde de trafik sigortası zorunluluğu ve bunun detayları var. Devamında da özel durumlar ve diğer detaylar yer alıyor. Trafik sigortası işlemleri bunların yanı sıra bu sigortanın tebliğle belirlenen genel şartlarına göre yürütülüyor.
Bu arada belirteyim ki, tüm işlemlerde taraf olduğumuz Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi de geçerli.
Trafik sigortası
Bilindiği gibi, bu sigorta esas olarak sigortayı yaptıranın, yani sigortalının üçüncü kişilere verdiği zararları tazmin ediyor, tabii, belirli bir prim karşılığında. Önceki dönemlerde devletçe belirlenen primler, şimdi serbest piyasaya bırakıldı. Tabii, bu primlerin yüksekliğinden şikayet başlayınca çözüm çabaları ortaya çıktı.
Prim azaltma
Primlerin azalmasının esas yolu sigortacıların yapacağı ödemeleri azaltmak. Bunun ilk akla geleni, ödeme konusu olabilecek kaza sayısını azaltmak. İkinci olarak, bu kazalardan sigortacının ödeme yapacağı halleri azaltmak akla gelebilir. Üçüncüsü, kazada yapılan ödemenin miktarını kısıtlamak olabilir. Dördüncü olarak da mağdurlara yapılan ödemelerin bir kısmını sigortalıdan geri almak olabilir.
Bir de çok kaza yaptığı için çok prim ödeyen ve bu nedenle sesi çok çıkan veya örgütleri aracılığıyla sesini duyuranların primini başkalarına ödeterek işleri düzeltmiş olarak görünmek akla gelebilir.
Bu arada sigorta şirketlerinin birbirleriyle rekabet ettiği ve fahiş kâr sağlayamadığı kabul edilmiştir. Hep birlikte gerekçesiz yüksek prim almaları mümkün görülmemiştir.
Kanuni kılıf
Sigortacıların yükünü azaltmak için bu sigortanın genel şartlarında değişikliğe gidildi. Kısacası, sigortalıların bazı hakları budandı. Ancak kanuna dayanmayan bu değişikliklerin mahkemeleri bağlamasını sağlamak gerekti. Trafik Kanununun henüz trafik sigortası zorunluluğunun konu edinilmediği (bu zorunluluk Madde 91’de) 90’ıncı maddede trafik sigortası genel şartlarının ödemelerde esas alınacağı yazıldı. Artık genel şartlarda ne varsa, hepsi kanuni(!) olacaktı. Değiştirseniz, istediğinizi yazsanız da kanunilik bozulmayacaktı. Acaba, bu hukuk muydu?
TOBB’un davası…
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği sigortanın genel şartlarında yer alan bazı düzenlemelerin hukuksuz olduğunu iddia ederek Danıştay’a dava açtı. Bunların hangi hususlar olduğunu belirtmeye, bu yazı için ayrılan bölüm yetmez. İlgilenenler bunlara ulaşabilirler. Davalılar Başbakanlık ile bunun kapsamındaki Hazine Müsteşarlığıydı. TOBB, genel şartlardaki bazı düzenlemelerin iptalini, bu karar verilinceye kadar da yürütmelerinin durdurulmasını istiyordu. Davalı taraflar, yürütmeyi durdurma istemlerinin reddini talep ettiler. Danıştay Tetkik Hakimi de aynı yönde görüş bildirmiş.
…ve Karar!
Danıştay 15. Dairesi iki konuda yürütmeyi durdurma taleplerini kabul etti.
1. Hasar onarımlarında sigortalı veya mağdurun onayı haricinde hiçbir şekilde çıkma ve sökme parça kullanılmaması… Aksi yönde yapılmış bir anlaşma bulunmadığı sürece sigortacının orijinal parça bedellerine göre zararları tazmin etmesi… Buna da bağlı olarak araçlardaki küçük onarımların da araçlarda yapacağı değer kaybının ödenmesi ile kiralık araçlar ve taksi/dolmuşlarda eksperin belirleyeceği değer kaybı tutarının yüzde elliden fazlasının da alınabilmesi gibi haklar doğuyor.
2. Kazada kasıt, ağır kusur, ehliyetsiz veya geçersiz/el konulmuş ehliyetle taşıt kullanımı gibi durumların ötesinde trafik kurallarının ihlali nedeniyle oluşan kazalarda kusurluya rücu edilememesi…
Danıştay, belirtilen iki konuda yürütmeyi durdurma kararı verirken çok sayıdaki diğer konularda yürütmeyi durdurma taleplerini reddetti. Ancak bu bir sonuç değil. Yürütmesi durdurulan konular dahi düşük ihtimalli de olsa sonuçta iptal edilmeyebilir. Bunun ötesinde, esas olarak durdurma talepleri kabul edilmeyen konularda da iptaller gelebilir.
Bazı dersler…
Daha önce de belirttiğim gibi genel şartlardaki sözüm ona prim azaltma amacıyla sigortacıların yükümlülüklerini azaltma amaçlı düzenlemeler hukuki miydi? Hukukiliğinden şüphe edilmeseydi, kanuni dayanak sağlamaya girişilmezdi. Peki, genel şartlara uyulacağını kanun maddesine yazmak bunları hukukileştirdi mi? Hayır. Kanunlarda bazı hususların yönetmelik, tebliğ vs. ile düzenlenmesine cevaz verilmesi zorunludur. Ancak bunlar öze yönelik olmayan detaylar olmalıdır. Hakları belirten esaslar kanunda yer almalıdır. Her türlü değişikliğe kapı açan cevaz vermeler kesinlikle yanlıştır. Bunları Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde de kısmen görüyoruz.
Kanunlar Anayasaya, tebliğ ve yönetmelikler hem ilgili kanuna hem de diğer kanunlara ve Anayasaya uygun olmak zorundadır. Bir de işin Avrupa boyutu var. Bu alanda bir sözleşme imzalamışsanız; amasız, fakatsız uyacaksınız. Uymanızı engelleyen şartlar varsa bu sözleşmeyi imzalamayacaksınız, yani taraf olmayacaksınız. Taraf olduk, ama… olmaz. Aksi halde taraf olmaktan vazgeçmeniz gerekir. ■