Hükümet şekli
Ders gibi olacak, ama önce yürütmeye ilişkin icra organı olan hükümetin çeşitli görevleri yürütmek zorunda olduğunu belirtmeliyim. Önce hükümette kimin, hangi işe bakacağının belirlenmesi gerekiyor. Mevcut durumda bu görevler bir başbakanlık, dört başbakan yardımcılığı ve 21 bakanlık olmak üzere 26 hükümet üyesi arasında pay edilmiş durumda.
İsteyen eleştirebilir
Bu görev dağılımı beğenilmeyip eleştirilebilir. Geçmişte de çokça eleştirildi ve değişiklik yapıldı, yine de yapılabilir. Önceden hangi işe bakacağı peşinen belli olmayan görevleri başbakan tarafından belirlenen çok sayıda devlet bakanlığı vardı. Bugün tek olan kültür ve turizmin bakanlıkları ayrıydı. Toplam bakanlık sayısı da çok fazlaydı. Bana göre bugün, öncekilerden daha iyi bir yapı var, ama eleştirilemez değil. Bir şartla ki eleştirirken düşünmek ve öneri de yapmak gerekir.
Ulaştırma işleri…
Taşımacılıkla ilgili çeşitli işler söz konusu. Taşıtların ithalatı, üretimi, ihracatı ve satışı ayrı bakanlıklarda… Sürücü eğitimi, taşıt sigortaları, vergiler, trafik işleri, sosyal güvenlik gibi ulaştırmayla ilgili işler yine ayrı bakanlıklarda. Kaza ve uyuşmazlıklarda adalet işleri de ayrı bakanlıkta. Diyebilirsiniz ki bunlar niye tek bakanlıkta toplanmamış?
Ulaştırma cumhuriyeti
Eğer ulaştırma ile ilgili tüm işler bir bakanlıkta olsaydı, ne olurdu? Bugün ayrı ayrı bakanlıklarda olan vergi, sigorta, eğitim, trafik, sosyal güvenlik, adalet, taşıt gibi konuların ayrı birimlerinin olduğu koskoca bir birim olurdu. Bakan da ulaştırma başbakanı konumuna gelirdi. Buna da, siz deyin ulaştırma veya taşıma cumhuriyeti. Unutmayın ki bunun içinde taşıma çalışanlarının ve taşımalarla ilgili kazaların hastalık ve yaralanmalarına bakacak hastaneler dahi girerdi. Taşıtların akaryakıt ve enerji konuları da öyle…
Bir başka bakış
Bunun karşıtı olarak diğer bakanlıkların alacağı tavrı düşünelim. Örneğin, öğrenci taşımaları eğitim bakanlığının, personel taşımaları personelin ilgili olduğu bakanlığın konusu olurdu. Ulaştırma bakanlığının taşımasını düzenleyebileceği insan veya yolcu kalmayabilirdi. Keza özelliklerine göre mallara da sanayi bakanlığı, ekonomi bakanlığı, ticaret bakanlığı, gıda tarım ve hayvancılık bakanlığı, enerji bakanlığı sahip çıkarsa ulaştırma bakanlığının konu edineceği bir eşya/yük taşıması kalmayabilirdi. Yani ulaştırma bakanlığı ortadan kalkabilirdi.
Kek’ten kim sorumlu?
Otobüsçülerin yolculara ikram ettiği yiyecekleri düşünelim. Bunların gıda özelliği, ticari oluşu, sağlıklı olması gibi yönleriyle halen çeşitli bakanlıklar ilgileniyorlar, ama derseniz ki bunlar yolculara ikram edilmeleri nedeniyle ulaştırma ile ilgili olup ulaştırma bakanlığının işidir, o başka. Al sana ulaştırma bakanlığının içinde ‘kek’ten sorumlu birim! Keza ulaştırmaya ilişkin terminallerdeki lokantaların, berberlerin, büfelerin ve dükkanların sorumluluğu da bu kapsama girer.
Seyahat kimin işi?
Yolcu taşımacılarının pek çoğu adlarında ‘turizm, seyahat’ gibi kavramlar kullanır. Buna da bağlı olarak insan taşımalarını turizm ve/veya seyahat kavramları altında görüp bu işlerin turizm bakanlığı bünyesinde olmasını düşünebilir, isteyebiliriz.
Yukarıda örneğini verdiğimiz ulaştırma gibi turizmle ilgili tüm işleri bir yapıda toplayabiliriz. Bu arada turizm ve turist kavramının yabancılarla sınırlı bir iş olmadığını da hatırlayalım. Turizmle ilgili tur operatörlerinin, seyahat acentelerinin ve turistik otellerin ötesinde turistlerin taşınması, sigorta işleri, turizm vergileri, turistlerin ve turizm çalışanlarının sosyal güvenlik ve sağlık işleri, enerji tüketimleri, gıdalar, adalet işleri vs. turizm bakanlığı içinde düşünülüp kocaman bir turizm bakanlığı da yaratılabilir. Unutmayın ki turizm taşıması, turistlerin otobüsle taşınması veya transferi ile sınırlı değil. Turist taşıyan uçakları, gemileri ve trenleri de turizm bakanlığına mı bağlayacaksınız?
Gelelim konuya…
Sayın Başaranı Ulusoy’un çeşitli şikayetleri var; “bizim yaptığımız taşımalardan şehirlerarası olanlara UDH Bakanlığı, kentiçi olanlara belediyeler niye karışıyor, niye belge istiyor” demiş. Ona göre bunlar sadece ve tümüyle turizmin konusu. Bu gibi sözler hep söylenir.
Şimdi yeni bir yapı mı isteniyor? İsteniyorsa bunun mantığı ve esası belirtilmeli. Aslında bu konu Sayın Başaran Ulusoy’la da sınırlı değil. Otobüsçüler dahil pek çok meslek mensubu işlerinin sadece en ilgili olduğu bakanlıkta bitmesini isterler. Bunun mümkün olmadığı açıktır.
Bir başka açı
Karayolu Taşıma Kanun ve Yönetmeliğinde kısmen de olsa başka bakanlıklara ilişkin işleri düzenleme merakı bulunuyor. Yolculara ikram edilen gıda maddelerinin sağlık şartlarına uygunluğu gibi… Sanki ilgili bakanlığın bununla ilgili genel kuralları yetmiyormuş gibi.
Keza taşıma çalışanlarının sosyal güvenceye kavuşturulması da öyle… Sanki acenteler Ticaret Kanunu ile zaten düzenlenmemiş! Bunlar, biraz da ‘Kandıralı sen de dur!’ örneği gibi. Bir başka husus trafik ve taşımayla ilgili alanlarda. Trafik Kanunu ve Taşıma Kanunu ile bunların yönetmeliklerinin sınırları belli değil. Örneğin, yetki belgesiz taşımacılık Trafik Kanununda da var. Keza belediye alanı içi ve dışı taşıma ayrımı sorunlu. Bu nedenle taşımacılığın sınırlarının netleştirilmesi ihtiyacı var. Ancak bu, turizm taşımalarının Turizm Bakanlığına, mal taşımalarının Ticaret Bakanlığına, öğrenci taşımalarının Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak yapılması anlayışını asla içermez. ■